Yedi Asılmışların Hikayesi kitaplarını, Yedi Asılmışların Hikayesi sözleri ve alıntılarını, Yedi Asılmışların Hikayesi yazarlarını, Yedi Asılmışların Hikayesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Üstelik de ölüm bu hayaller ve kuklalardan ibaret deli dünyada anlamını yitirmişti.”
İktidara yönelik kalkışmalar ve ancak iki yıl sonra bastırılabilen kederli bir devrim sonrası salgın halini alan intiharlar ve idamlar..
1907 -1917 yılları arasında ülkenin neredeyse her yerine kurulmuş dar ağaçları, her gün doğumunda sayısız gencin
Bu beyefendiler ne sanıyorlar? Ölümden daha korkulu birşey yokmuş dünyada onlar için. Kendileri ölümü icadettiler, kendileri de ondan ürküyorlar, bizi de korkutmak istiyorlar.
Olsun, beni idam edecekler ama ben ölmeyeceğim. Ben şimdi, bu anda bile ölümsüzken daha nasıl öleyim? Ve bilginler ve filozoflar ve cellatlar adım adım gerileyerek ve ürkerek diyeceklerdi o zaman: - Dokunmayın bu hücreye. Burası, kutsal bir yerdir.
İnsan beyni, ölüm dirim arasındaki, anlatılmayacak bir kesinlikte olan bir sınırda olmasına dayanamıyor ve rüzgarın kuruttuğu bir kil toprağı gibi bin parça oluyordu.
- Birkaç idamlığı daha toplayacaklar. Yoksa tek kişi, hele senin gibisi için yorulmaya değmez. Az iş mi sandın, adam asmak?
- yok yok sen söyle, ne zaman ha?
Yüzü çok soluktu, ama bu ölü, hastalıklı bir solgunluk değildi. Özel, sıcak bir beyazlıktı bu. Hani insanın içinde kocaman ve çok güçlü bir iç ışığı yandığında, bedeninin ince cidarlı fağfurdan bir kap gibi saydamlaşıp ışıldayan bir beyazlıktı bu.
İntihar saatini de belirlemişti. Ancak hemen sonra, fikrini değiştirivermişti. Hep böyle olur. Hemen öncesinde bir şeyler değişir, sonra beklenmedik bir kaza olur... Kimse ne zaman öleceğini hiç bilemez..