Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Yedi Yıl
Peter StammEn Beğenilen Yedi Yıl Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Yedi Yıl sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yedi Yıl kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
6.910 üzerinden
Üniversite öğrencisi Alex. Bir yanda renkli okul hayatı, diğer yanda kızlar. Kendini Alex'e adamaya hazır, eski moda giysileriyle farklı bir ırka mensup Iwona. Diğer yanda kendi hayat yolunda emin adımlarla ilerleyen övüngen, hayranlık duyulası kişi: Sonja.
Hayatındaki kişiyi neye göre seçersin? Mesela statüsü senin için ne derece önemlidir? Karşındakinin kendini sana adaması arzularını tavan yaptırırken bir yandan da mideni bulandırır mı? Ona değer vermene rağmen neden aldatmaya yönelirsin? Neyi kanıtlamaya çalışır insan? Kime? Nedir durumu işin içinden çıkılmaz kılan...
Size kendinizi sorgulatan bir eser Yedi Yıl. Ben okurken keyif aldım. Şimdi top sizde :)
Stamm Bey’le ikinci ve son buluşma. Olduramadık.
Alexander Bey’in iki kadının arasında kalışı mevzu bahis. Bir yanda soğuk, mesafeli, ama üst sınıf bir aileden gelme, iyi eğitimli ve güzeller güzeli Sonja. Bir tarafta Polonyalı bir göçmen, yoksul, çirkin ve Alexander’i sadık bir köpek gibi izleyen, sessiz ve itaatkar Iwona.
Mesele şu ki, aslında bir arada kalma falan yok. Alexander tabi ki
salaklık üzerine bir deneme
Merhaba, kitabın incelemelerini okuduktan sonra farklı bir açıdan bir inceleme yazmaya yelteneceğim, tabii mümkün olduğunca. (zira incelemelerim pek iç açıcı sayılmaz)
Uzun bir yolculuktan sonra, eve girince ilk işim koştur koştur yeni aldığım perdeyi takmak oldu. Perdeler gizleme aracı mı yoksa korunma mı? Her insan bir parça olsun mahremiyeti
Bana göre vasatın çok çok altında bir kitaptı Ve hiç bir edebi özelliği olmayan yarım bırakmakla Ve devam etmek arasında gidip geldiğim bir kitap oldu.Alex’in dengesiz hareketlerinden duygularından içime fenalık bastı.Tamamen best seller.Okunmasa da birşey kaybetmezsiniz
Başta sanki konu ilerlemiyormuş gibi rutin geldi.Oysa okudukça içine aldı beni.
Alex mimarlık okur.Hedefleri vardır.Tesadüfi Iwona ile tanışır.Iwona Polonyalı bir göçmendir.Sessiz ve silik bir yaşamı vardır.Alex onunla birlikte iken yaşamına Sonja girer.Hayellerini gerçekleştirmek, başarılı bir mimarlık ofisi kurmak haliyle Sonja ile evlenir.Aradan geçen yedi yıldan sonra tekrar Iwona ' nın o yoksul ve sesiz yaşamında yer alır.Onunla ilişkisini bir türlü bitiremez.Iwona onu karşılıksız, birşey beklemeden sever.
Alex iki kadın arasında kalır.Birinde sessizliği ve huzuru bulur.Sonja ile modern hayatın çarklarına, mücadele dolu hayatına devam eder.
Iwona hamile kalır.Alex ise durumu karısına anlatır.Zaten çocukları yoktur.Bebeği evlat edinirler.
Zamanla Alex ile Sonja arasındaki uçurum daha da artar.
Yedi yıl, iki kadın arasında bocalayan bir erkek üzerinden aslında insan doğasına ışık tutuyor.
Erkeğimiz, Alexander ve iki zıt karaktere sahip kadınlar Sonja ile Iwona. Alexander, bir yandan hayatın onu götürdüğü çizgiye göre hareket etmeye çalışsa da kendisinin de anlam veremediği bir şekilde diğer tarafa doğru da bir çekim hisseder. Bir yerde kendi gibi hissedemezken öbür yerde kendini bulduğunu fark eder. Peki bu git gel halini ne kadar sürdürecektir?
Ben böyle insan ilişkileri üzerinden kendini bulmaya çalışma hikayelerini çok severim. Özellikle de durumlar bu kadar sahici olunca. Bir nevi kendimden yansımalar görmüş gibi oldum bu yüzden kitapta da. Şöyle bir durup düşündürttü mevzular. Size de öneririm böyle sessiz, sakin bir kitap gibi gözüküyor ama her bir cümlesi ayrı vurucu.
Alexander,iki kadın arasında kalıyor,hem de uzun bir süre..Bir yanda sevgisiyle şaşırtan Iwona diğer yanda olabildiğince soğuk Sonja.
.
Uzun zamandır erkek psikolojini bu kadar derinden işleyen bir kitap geçmemişti elime.Alex’e kızdım (fazlasıyla kızdım!),sonra bir kedi yavrusuymuşçasına şefkat duydum,güldüm,hatta bir iki noktada gözlerim de doldu.Çünkü “çok insani” bir öykü bu.
.
Geri planda kalanlar da dahil olmak üzere her karakter özeldi.Rüdiger örneğin.En etkileyen isim ise Iwona idi.Saflıktan fazlası vardı onda,adayış da değil.Belki de hikayelerini dinlediği azizelerden biri olmaktı niyeti.
.
Mimarlık üzerine ilgisi olanların da sevebileceği bir kitaptı Yedi Yıl.Alex’in yıllar içinde duygu değişimini,olgunlaşmasını mesleğindeki tutumlarında da izlemek mümkündü.
.
Okumanın rahatlatıcı etkisi bu tarz öykülerde daha çok hissedilebilir kanaatindeyim.Bir beklentiye girmiyorsunuz,an’da kalabiliyorsunuz.Sonu ne şekilde biterse bitsin,kapağı kapattığınızda gülümseyebiliyorsunuz.
.
Kapak resmi de sadeliği ve kitap ile yakından ilişkili oluşuyla beni kendine çekti.Hikayeyi bölmeyen,akıcı çeviride ise Regaip Minareci var~
Kitabın konusunu da kurgusunu da sevmedim. Hiç bir edebi yönü de yoktu ama yazarın dili akıcı olduğu için elime aldığımda bi baktım sonuna gelmişim...
Zaman Kaybı
Bir öneri üzerine aldığım kitap... Yedi yıl. Alexander, birbirinden çok farklı iki kadın arasında kalmıştır. Hikayemiz bu durum üzerine kurulmuş.
Bu sene kendime ödüllü yazarlar okuma hedefi koydum. Fakat ağır geleceğini düşündüğüm için bir ödüllü, bir ödülsüz yazar okumanın daha mantıklı olacağını düşündüm.
Kitap, daha ilk sayfalarda anlatım tarzıyla kabus gibiydi. Betimlemeler, diyaloglar anlamsızdı. Özellikle baş karakterin iki kadını birbiriyle karşılaştırıp, birini sadece fantezileri için kullanması tepemin tasını attırdı. Kitabı bitirdim fakat gerçekten sinir krizleri geçirerek. "Bu bir bakıma iyi bir şey. Kitabı yaşamışsın, özdeşleştirmişsin." diyenler olabilir. Fakat sinirim sadece konudan dolayı değil, yazarın edebi üsluptan bir haber olmasından kaynaklı olduğunu söyleyebilirim.
Daha kötüsünü okuyana kadar şuana dek okuduğum en berbat kitap.
Bir adam ve İki kadın arasında geçen yıllar. Tek cümlelik özeti kitabın bu. Yüzeysel. Fakat kitabı bir okumaya başlıyor ve kendinizi durduramıyorsunuz. Gerilim mi var? Hayır. Aksiyon mu var? Hayır. Sadece Alex isimli bir mimarlık öğrencisinin Sonja ve Alex'e aşık Iwona arasında geçen yıllara dağılmış hikayeyi okuyorsunuz. Hikayede entrika mı var? Hayır. Kavga gürültü mü var? Hayır. Vıcık vıcık aşk betimlemeleri mi var? Katiyen hayır. Peki ben bu kitabı neden elimden bırakamadan okuyup bitirdim. Sonunda bir woww çektim bunu kendime de soruyorum. Hatta kitabı okurken defalarca sıkılacak mıyım acaba diye kendimi yokladım. Aksine silip süpürmek istedim bir an evvel hatta kafamda filmini dahi çektim. Vardığım kanı ise yazarın başarısı oldu. Bu kadar bilindik bir konuyu okuru da yanına alıp bir güzel anlatmış. Kısa kısa cümleleri ile atlı kovalar gibi sayfa sayfa bitiverdi kitap. Bu kitaptan sıkılacak çok az insan olacaktır tahminimce. Harikaydı.