...Sanki kaybolmuş bir ay gibiydim. Gezegenim büyük bir felakette yok olmuş ama buna rağmen geride kalan boş uzayda dar dairede yörünge çizmeye devam eden ve yer çekimini yok sayan bir ay.
Çok garipti,ikimizin de ölümcül bir tehlike içerisinde olduğumuzun farkındaydım.Yine de kendimi iyi hissediyordum.kalbim yerinden fırlayacak kadar hızlı atıyor,kanım damarlarımda sıcacık akıyordu.ciğerlerim Edward'ın teninden gelen tatlı mayhoş bir kokuyla dolmuştu.Sanki göğsümde hiç delik olmamıştı.harika hissediyordum,iyileşmemiştim ama sanki hiç yaralanmamış gibiydim.
Zaman geçiyor. İmkansız göründüğü zaman bile. Hatta saatin her tik tak edişi insanın canını acıtsa da. Yavaş yavaş geçiyordu saniyeler. Yalpalayarak ve sessizliklerin içinde sürünerek. Ama bir şekilde geçiyordu. Benim için bile