«Son zamanlarda burada yanık bir türkü çıktı. Akşamları ordugahta hep o türkü duyuluyor.
Çanakkale'de yakıldığını söylüyorlar. Savaşa katılan aşıklardan biri yakmış olmalı. Kulaktan kulağa hızla yayılıyormuş. Yakında sizin oralarda da çığırılır herhalde .. Beyitlerini yazıyorum:
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyorum düşmana karşı
ooof gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu desti
Analar babalar umudu kesti
oof gençliğim eyvah
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
oof gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra sıra kazanlar Oturmuş katipler künye yazarlar
oof gençliğim eyvah>>
«Şimdi benim sana baktığım gibi, büyüdüğün zaman sen de bana bakacak mısın bre puşlavat? Yoksa sen de dayıların gibi, karını, çocüklerini alıp bir yerlere savuşacak mısın?" diye yakınmalı sorular sorardı
Rahmetli babamın birkaç yıl önce Çanakkale'de polis komiserliği yapmış olması bizi çekmiş oraya. Kentin halkınca çok sevilen babamın şehit düşmüş olmasına acıyarak komşulanmızın bizi sevecenlikle bağırlarına basacaklarını ummuş annemle ninem. Oysa hiç te umdukları gibi çıkmamış.