Cemil Meriç “İnsanlar kötüydü, kitaplara sığındım.” diyor ya ben de hakikatlerin yükünden, ızdırabından uzaklaşmak için masallara sığınıyorum ara ara.
“Olmayan Ülke” böylesi bir sığınma ihtiyacıyla elime alıp birkaç saatte okuduğum bir masal kitabı. Ahmet Ümit’in “Masal Masal İçinde” isimli güzel anlatılarının ruhumda bıraktığı tadı yeniden duydum “Olmayan Ülke”de.
Vicdanını yitirmiş, mal hırsıyla herkese ve her şeye düşman gözlerle bakanların arasında olmamak için olsa gerek sesini epeydir duyamadığım içimdeki çocuğun mütebessim çehresini seyrettim Rüzgâr’ı ve Ay Hanım’ı tanıyınca. Ve bu durum büyük bir mutluluk benim için.
Canlılara, cansızlara, dünyaya ve evrene çocuk yüreğiyle bakmaktan daha güzel ne olabilir ki?.. Tam da böyle bir seyir halindeydim kitabı okurken.
Dünya iyilerin kazandığı bir yer değil biliyorum ama iyi kalmanın erdemine şahit olmak adına mutlaka masalların dünyasına girmek gerektiğini düşünüyorum.
Çocukça şeylerle uğraştırma bizi, diyenler olabilir aranızda; ama bence masalları asıl büyükler okumalı. Okumalı ki unuttukları güzellikleri yeniden hatırlayıp içlerindeki çocuğun sesini duyabilsinler.
Herkes bunu yaparsa dünya iyilerin kazandığı bir masal diyarına dönüşebilir belki de. Ne dersiniz?.. Keyifli okumalar...
(Bu arada beni “Masal Masal İçinde” ile tanıştırarak “Olmayan Ülke”ye ulaştıran arkadaşıma teşekkürü bir borç bilirim.)