Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, "Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler" diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok." Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum. “Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.