Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Endişenin çağdaş anlambiliminde hakim olan karşıtı “kriz” kelimesidir, kolektif yaşamın neredeyse tüm alanlarında (ekonomi, ahlak, insan ilişkileri ya da politika) gerileyen kriz, prensipte bir sonuca işaret ederken, toplumun sıkışıp kaldığı çelişkileri de adlandırır, ufukta bir sonuç görünmediğinde ve geçici bir olaydan kalıcı bir duruma dönüştüğünde ise yapısal hale gelir, ancak bu denli bir durumda bile kelimeyi - ne olduğu size kalmış - kullanmaktan çekinir, en kötüsünün cazibesine kapılmaktan kaçınmak için bunun yerine gerileme, melankoli ve hatta çöküşten söz ederiz; bir kaybı çağrıştıran ve kaçabileceğimiz, göz ardı edilmeyen kritik bir durumu anlatan o kadar çok terim varken neden zaten yaygın olan üzüntü söylemine bir metafizik korku unsuru ekleyelim, neden bu kadar çok varsayımı içinde barındıran bir terimi kullanalım ki?
İyiler var olduğu için değil kötülerin varlığından dolayı iyiliği daha çok seviyoruz. Korkularımızdan Eskimiş saydığımız Ama kolektif bilincimizde yaşayan Geçmişin bilinmeyişinden geleceğin belirsizliğinden dolayı
Reklam
1 Mayıs Kutlu Olsun
Bugün şehrimizin kent meydanında işçi bayramı için sahne alacaktık iptal oldu. Bende bu sene ki işçi bayramında meydanlar da böyle boy gösterdim. Gerçek işçi ve emekçilerin günü kutlu olsun. Bugüne özel, sosyal medya mastürbasyonu yapan ve kolektif işçi gruplarının sömürgesinde sessiz olan ama lafa gelince mangal da kül bırakmayan sendika ve patronların günü kutlu olmasın !
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
Düşünce dualitesine farklı bir bakış..
Işığa bağlanmak kadar önemli olan karanlıktan kaçmamak da aynı derecede önemlidir.Biz geliştikçe karanlık kaybolmaz; içimizdeki karanlığı fark etme konusunda daha becerikli hale geliyoruz ve bu karanlığı daha çok kabulleniyoruz, bu da onu bütünleştirmemize ve ona zarar verme gücü vermemize olanak tanıyor. Karanlığa direnmek onun gücünü artırır. Mesela kötü bir düşüncem var. Kötü düşüncelere sahip olmaktan hoşlanmıyorum çünkü bunlar kendime inandığım kişiye ters düşüyor. Eğer düşünceden kaçınırsam ya da o yokmuş gibi davranmaya çalışırsam (ki egom bunu yapmayı çok ister) ona enerji veririm. Daha sonra bilinçdışıma giriyor ve başkalarına yönelik projeksiyonları ve/veya kendim hakkındaki yargıları körüklüyor; motivasyonumu ve güvenimi zayıflatabilir veya depresyona neden olabilir. Bu düşünceyi fark edip kabul edersem, bunun insan deneyimimin bir parçası olduğunu fark edersem ve kendimi yine de sevebilirsem, o zaman düşüncenin olumsuz gücü azalır; esasen nötralize olur. Bu tür düşünceler ortadan kalkmayacak. Ve eğer onları yargılarsanız ya da suçlarını başkalarına yüklerseniz, onlara zararlı olma gücünü vermiş olursunuz. Bunun yerine, bu düşüncelerin insan deneyiminin bir parçası olduğunu ve gelmeye devam edeceğini anlarsanız, onları bulutlar gibi izleyebilir, onlara sevgi gönderebilir ve zarar vermemelerini isteyebilirsiniz. Bu onların hem bireysel hem de kolektif düzeyde bütünleşmelerini sağlar.
Reklam
"Biz" diye bir şey yok hiçbir alanda. Doğduğumuzda yalnızız, öldüğümüzde yalnız. "Biz"; doğumla ölüm arasında, ömür dediğimiz süreçte kurduğumuz yapay bir küme, sanal bir kolektif şirket.
Kolektif Dini Ziyaret... Surp Tateos Arakyal Manastırı,8 Temmuz 1907,Erzincan
.... Neden “Sosyalizm” ? Albert Einstein, Mayıs 1949: Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi? Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum. Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım. Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi
Canım sıkılırsa ben de düşünür, filazof, psikoloji ve psikanalizin kurucularina diyalog yazarım. 😂 Descartes: "Düşünüyorum, öyleyse varım. Ancak bu varlık, sadece bilinç düzeyinde mi yoksa daha derinlerde bir anlam taşıyor mu, Jung?" Jung: "Varlık, kişinin içindeki karanlık derinliklerde gizli olan kolektif bilinçaltının bir
Reklam
Kolektif (Ortak) Bilinçdışı
Kolektif bilinçdışı, Jung'un birincil imgeler olarak adlandırdığı gizil imgeler topluluğundan oluşur. Bu imgeler psişenin (zihin) ilk gelişim aşamasını oluşturur ve insana atalarından aktarılır. Yalnız insanlık tarihinin değil, insan öncesi evriminin de ürünüdürler. Bu ırksal imgeler insanın, vaktiyle atalarının geliştirmiş olduğu davranışlara benzerlik göstermesine neden olan eğilimler ve gizilgüçlerdir.
Psikanaliz ve Sonrası
Psikanaliz ve Sonrası
Soykırım ve tehcirler kolektif şiddet eylemleridir. 20. yy'da ki Ermeni Tehciri’nden Yahudi Holokost’una dek, hepsi muazzam ölçekte organizasyon, idari ve bürokratik mekanizma gerektirir. Çünkü tehcir veya soykırımın uygulanması için zemin etüdünün yapılması, alt yapının hazırlanması gerekiyor. Soykırım veya tehcir uygulama kararlarını
Hasından bir erkek olmak tam olarak ne gerektirir? Duyguların bastırılması. Hassasiyetin gizlenmesi. Nezaketinden ve savunmasızlığından utanç duymak. Çocukluğu hunharca ve kesin şekilde terk etmek: Çocuk - adamların namı iyi değildir. Penisinin boyutu hakkında endişelenmek. Kadınlar yol yordam göstermeden veya farkına bile varmadan onlara
Taktik:Onlardan biri olduğunuzu gösterin?
İtalyan diktatör Benito Mussolini kendine gururla "halk adamı" derdi ve küçük kasaba demiricisinin oğlu olarak mütevazı köklerini sık sık hatırlatırdı. İktidarının başlarında İdi Amin,Uganda'yı kendi sürdüğü, üstü açık bir jiple gezip halka açık etkinliklerde akordeon becerisini göstermeyi severdi. Muammer Kaddafi'yse bedevi kökenlerini unutmadığını kabile kıyafetleri giyip seyahatlerinde çadırda kalarak gösterirdi. Bir ulusun hayallerini gerçekleştirmek için onların hissettiğini hisseden, aynı şeyi düşleyen birinden âlâ kim var? Başarılı zorbaların öne çıkan özelliği kitlelerle aralarında böyle bir kaynaşma sağlayabilmeleridir. Öne çıkıp "Ben benim,sen de bensin. Biz kolektif bir organizmayız" derler. 📽Zorba Nasıl Olunur?
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.