Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet Hamdi Tanpınar

Profil
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
O, kendisi olmak için beni unutmaya belki muhtaç! Fakat ben ancak onun sayesinde biraz kendim olabiliyorum. Bu belki de onun hiç anlayamayacağı bir şey. O benim kaderimi bitmiş biliyor ve bunda haklı! Fakat ben onun kaderi üstüne acz içinde titriyorum...
Sayfa 369Kitabı okudu
Reklam
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
"İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce meziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz. "
Sayfa 181Kitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
"Dinlemesini biliyorsun, ki bu mühim bir meziyettir. Hiçbir şeye yaramasa bile insanın boşluğunu örter, karşısındaki ile aynı seviyeye çıkarır!"
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
"Saatin kendisi mekân , yürüyüşü zaman, ayarı insandır. Bu da gösterir ki, zaman ve mekan insanla mevcuttur."
--Zaman...saat...Buralarda saat zamanı bölemez hamfendi.Yekpare bir zaman var bu iklimde. Hani Tanpınar ne diyordu: otelden gelen genç adam doktorun sözlerini tamamlar: 𝘕𝘦 𝘪𝘤̧𝘪𝘯𝘥𝘦𝘺𝘪𝘮 𝘻𝘢𝘮𝘢𝘯𝚤𝘯 𝘕𝘦 𝘥𝘦 𝘣𝘶̈𝘴𝘣𝘶̈𝘵𝘶̈𝘯 𝘥𝚤𝘴̧𝚤𝘯𝘥𝘢 𝘠𝘦𝘬𝘱𝘢̂𝘳𝘦 𝘨𝘦𝘯𝘪𝘴̧ 𝘣𝘪𝘳 𝘢̂𝘯𝚤𝘯 𝘗𝘢𝘳𝘤̧𝘢𝘭𝘢𝘯𝘮𝘢𝘻 𝘢𝘬𝚤𝘴̧𝚤𝘯𝘥𝘢
Reklam
160 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Mahur Beste
Sayfa 124’e kadar sabırla okudum. Ama Tanpınar kitapta ana karakter sandığım Behçet Bey’in eşinin ablasının kocasının dadısının eşi Ali beyi anlatmak için önce Nuri beyi tanıyalım deyip Nuri bey şurda doğmuş büyümüş deyince benim kayışlar koptu. 1K’dan diğer insanların incelemelerini okudum, her usta yazarın her yazdığı mükemmel olmak zorunda değil, belki mahur beste de Tanpınar’ın buruşturduğu kağıttır diye. Bir okurun “ bu bir olay kitabı değil, karakter analizi kitabıdır” yazısını görünce bi rahatlama geldi, tabi aynı zamanda bir tık sinirlendim çünkü Behçet’i çok merak ediyordum. Ama olay olmadığını ve Behçet’e geri dönülmeyeceğini anladığım an sayfa 124’te kitabı kapadım. Yeterince karakter analizi yaptığımı düşünüyorum. Aklım Behçet’te kalarak kitabı yarım bırakıyorum ve dıdısının dıdısının karakter analizini merak edemiyorum.
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,3bin okunma
Nuran..
Nuran gülü seviyordu. Hele Hollanda yıldızı denilen kadife güllerine çıldırıyordu. O başlı başına bir saltanattı. “Elbisem çok eski olsun… Fakat bahçemde en iyi güller yetişsin.” Sonra krizantemlere sıra geliyordu. Lâleyi fazla üslûp buluyor, buna mukabil menekşeye bayılıyordu.
Sayfa 175 - Dergah Yayınları, 18.Baskı,Mayıs 2010.Kitabı okudu
Hayat ve ölümün yenilebilirliği üzerine.
Fakat bazılarını biliyoruz. Behçet Bey, sabahleyin bol zeytinyağında yüzdüğüdünü gördüğüm balıkların gözleriyle bakıyor. Ama, muhteşem yaldız çerçeve aynasının içinde Talât Bey’in hiç görmediğim gözleri, bana bu aynayı hediye eden Behçet Beyden çok başka türlü bakıyorlar. O da hayatın gözleriyle ve hayata bakıyor. Affettiği hayata bakıyor. Mahur Beste’nin ölümü yenen yarı akşam kızlığı için de bakıyordu. Çünkü hayatta ölümde sevdin mi, affettin mi yenilebilir.
Sayfa 276 - Dergâh Yayınları, Eylül 2013Kitabı okudu
Devrin İstanbul manzarasını vermesi itibariyle alıntıladığım kısım;
Şehrin manzarası çok değişmişti. Dünyanın her milletinden işgal askerleri, Karadenizden gelen vapurların şehre her gün döktü Beyaz Ruslar, her cinsten kavim kıyafeti, eski payitahtı bir nevi kadîm İskenderiye‘ye, ırkların ve medeniyetlerin birbirine karıştığı ve kaynaştığı devirlerin o büyük yol uğrağı şehirlerine benzetmişti. İstanbul, Kırım Muharebesinden beri bu kadar çeşitli ve karışık bir manzara almamıştı. Fakat doğrusu istenirse Kırım Muharebesi’nin şehre getirdiği değişiklik de bunun yanında ehemmiyetsiz kalırdı. Örfü ve âdeti için çok kıskanç, muayyen hadleri geçişte hemen infilâka hazır, imparatorluğun hiyerarşisine ve haysiyetine, hatta ihtişamına hasip Abdülmecit devri İstanbul’u ile çözülüş devrinin bu müdaafasız, kolları bağlı İstanbul’u arasında münasebet bile yoktu. Burada hayat bakıma göre ancak müsaade edildiği nispette bizimdi. Bu değişiklik para işlerinde de görünüyordu.
Sayfa 244 - Dergâh Yayınları, Eylül 2013.Kitabı okudu
Reklam
Devrin olayları ve şahsiyetlerini vermesi hususunda.
Bir gün Muhlis Bey, beni Ahmet Haşim’le tanıştırdı. Gül şairinin bir ucu kalkık kaşlarının altından insana çocukça bir neşe ile bakan gözleri, el işaretleri hoşuma gitti. Onun da burnu, Kudret Bey’inki gibi marifetli bir burundu ve o da, başka şekilde olmakla beraber sözlerini burnunun hareketleriyle tamamlıyordu. Konuşması ise baştan aşağı sürprizdi.
Sayfa 240 - Dergah Yayınları, Eylül 2013.Kitabı okudu
Zaman Kırıntıları
Ben zamanı gördüm, İçimde ve dışımda sessiz çalışıyordu, Bir mezar böyle kazılırdı ancak, Yıldırımsız ve baltasız, Bir orman böyle devrilirdi! Ben zamanı gördüm, Kaç bakışta bozdu hayalimi, Ve kaç düşüncede! Ben zamanı gördüm, Şimşek gibi bir anın uçurumunda. Kim tanır bizi şimdiden sonra? =Ahmet Hamdi Tanpınar=
Zaman Kırıntıları
Biz, zaman kırıntıları, Zaman sinekleri, Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar Ve lüzumsuz görenler artık Bu aydınlıkta kendi gölgelerini! Sanki siyah, simsiyah taşlar içinde
“Fena adamım gibime geliyor, hodbin ve sevgiden mahrum bir insan. N''olur biraz kendimle meşgul olabilsem. Aslında fena adam değilim; fakat çok hırpalandım, çok sarsıldım, çok ihmal edildim, hor görüldüm. Ve bütün bunlar yavaş yavaş mizacımın tahammuruna, ekşimesine sebep oldu. Yavaş yavaş her konuşulana benim içimden: "Ya ben? Ya benim çektiklerim?" diyen bir ses refakat etmeğe başladı. Yavaş yavaş bir kısım insana tahammül edememeğe başladım.”
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
373 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.