Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Aile içinde kendini değerli hissetmemiş olan çocuklar, anne baba olduğunda, çocuklarına değer verdiklerini göstermekten içten içe korkarlar.
Çocuklar zayıf, masum, korunmasız yaratıklar. Çocukları incitmeyin!" gibi söylemlerde bulunmayın, bu söylemlerde pankartlar açmayın. Bunun yerine, çocuğunuzu zayıf değil, eleştirel düşünebilen, iradesi güçlü, özgür iradesiyle karar alabilen ve uygulayabilen, karşı çıkabilen, kendisini ifade edebilen, düşünce ve hisleriyle bağ kurabilen, kendisiyle, anne-babasıyla, dünyayla gerçek anlamda iletişim kurabilen bağımsız bir birey haline getirmeye çalışın.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Beyin yapısının temeli ilk dört yıl içinde oluşur. Bu yıllar içinde -ve aslında sonrasında da– çocuğa kaş çatma, ses yükseltme, kızgın bakma dahil herhangi bir olumsuz his göstermenin çocuğun beyin yapısını kalıcı olarak değiştirdiği kanıtlanmıştır. Sevgi, onay ve sadece olumlu hisler gören bir küçük çocukla kendisine kaş çatılan bir çocuğun beyin yapısı arasında fark vardır. Buna rağmen, bundan yalnızca birkaç yıl öncesine kadar yapılmış araştırmalar, yeryüzündeki çocukların büyük çoğunluğunun ömürlerinin ilk birkaç yılı içinde dayak yediğini ortaya koyuyor. Masa örtüsü gibi eşyalara uzandığı için çocuğun eline vurma, dünya genelinde hâlâ yaygın bir dayakmış. Çocuğun dokunarak öğrendiğinden, bu şekilde aslında çocuğun doğal merakını örselediğimizden bahsetmiştim.
Sayfa 102Kitabı okudu
Yetişkin birinin bir başka yetişkine vurduğunu gördüğümüzde hemen araya giriyor, ama yetişkin birinin çocuğa vurması, bağırması karşısında elbirliğiyle sessiz ve kayıtsız kalıyoruz. Aslında elbirliğiyle, çocuğa normal olanın bu olduğunu öğretiyoruz. Halbuki çocuk, sadece fiziksel değil, daha önemlisi psikolojik olarak da, kalıcı yaralar almaya bir yetişkinden çok daha müsait, bir yetişkinden her anlamda daha savunmasız.
Sayfa 100Kitabı okudu
Çocukluk bir cehennemdir. Bunun en önemli nedeni, çocukken bize yapılan yanlışların yanlış olduğunu bilmememiz.
Kendini terbiye edemeyen çocuğunu terbiye edemez.
Sayfa 264Kitabı okudu
Reklam
"Her istediğini ağlayarak yaptırıyor değil de her istediğini ağlayarak yaptırmaya alışmış çocuk vardır. Bu durumda çocuk değil aile tutumunu değiştirmelidir." PSK.Ecem Hepgüler
Çocuğunu kendi uzantısı gibi gören özdeğeri düşük ebeveyn, çocuğun kendisinin elde edemediği şeylere sahip olması gerektiğini düşünür.
Bir ebeveynin çocuğuna verebileceği en büyük hediye, ona her koşulda ayağa kalkabilecek gücü kendinde bulabilme yetisini kazandırmaktır.
...yaptığı sıradan şeylere sürekli aferin denilen çocuğun kendini aşarak yeni başarılara ulaşma şevki zaman içinde kaybolur. Her şeye aferin demek doğru değildir.
Reklam
Gözle, bakışla, tavırla, özle söylenen aferin, sözle söylenen aferinden daha etkilidir.
İki yaşından itibaren her çocuğun ailesinde o yaşa uygun, gelişimine uygun sorumluluklarının olması gerekir. Bu tuzluğu alıp mutfağa götürmek olabilir. Oyuncaklarını toplamak olabilir. Yani elindekini kırıp dökse bile kendisine zarar vermeyeceği ufak görevler... Bir de unutma; o, bunu doğal olarak yapacak, sen onu övmeyeceksin. Yani görüyor diye gözünü övüyor musun? Hayır. Çocuk da o ailenin bir bireyi olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecek.
"Bir çocuğun bilgiden ziyade ilgiye ihtiyacının olduğunu bilen iyi bir öğretmendir."
Sayfa 251Kitabı okudu
İyi niyetle kötü davranan ama bunun farkında olmayan insanlardan oluşan bir toplumuz. Niyetimizde kötülük yok. Fakat tarihsel olarak kültürümüz denetim odaklı korku kültürü olarak geliştiği için çocuğun özünü geliştirme yerine, onun davranışlarını kontrol etmeye, denetlemeye niyet etmiş, önem vermişiz. Çocuğu geliştirip özgür bir birey olması için çabalamak yerine kalıplayıp emir kulu yapmaya çalışmışız. İşte bu yüzden farkında olmadan çocuklarımızın canını yakıyoruz ve yakmaya da devam ediyoruz.
“Beş yaşındaki çocuktan kendime yalnızca bir adım var. Fakat yeni doğmuş bebekten beş yaşındaki çocuğa ürkütücü bir uzaklık var.” TOLSTOY
1.186 öğeden 1.126 ile 1.140 arasındakiler gösteriliyor.