d

Din & Siyaset

0 üye
Ziya Gökalp
İnançlı, dindar bir insan olmasına rağmen, dinin siyasete alet edilmesine en şiddetli karşı çıkanda odur. Şu görüşü özellikle günümüzü anlamada çok önemlidir: “Bazılarına göre, din siyaset içindir. Gerçekte ise din yalnız kendisi içindir. Dine gerçekten değer verenler, dinin inanç ve ibadetlerine değer verenlerdir. Yoksa dinin başka bir amaç için iyi bir araç olduğunu kabul edenler değildir. Bizde aydın sınıfının dini bir hayat yaşayamaması, bu yanlış anlayışın bir sonucudur. Çünkü bizdeki dinciler genellikle dini siyaset aracı telakki ederler.”
Sayfa 176
İsrail'e Ölüm
Hizbullah İsrail'den, tam kökeninde, yaradılışında ve yapılışında habis bir saldırganlığa dayanan ve Filistin topraklarını yağmalayan ve halkına zarar veren "Siyonist Varlık" kesinlikle ve tümüyle dayanaksız ve temelsizdir (batıl); hiçbir şekilde meşruiyeti ve yasal statüsü olmayan yağmacı, galip, işgalci, terörist ve habis bir varlıktır. İslami Direniş'te, tüfeklerinde ve kurşunlarında (silahlarında) ve kutsal savaçcıların (mücahit) kanlarında, şu katı bir inanç/iman ve taahhüttür: "İsrail'e Ölüm." Hizbullah kimliğini "Siyonist Varlığa " karşı İslami cihat hareketi olarak vurgulamıştır, çünkü, varoluşsal bir düzeyde, Hizbullah'ın öğretisel tabanında "İsraile" e meşruiyet vermeye ya da onu tanımaya yer yoktur. Hizbullah "Siyonist düşmanı" ve " vahşi" istilasını, gaspını, tehditlerini ve saldırganlıklarını lanetledi. Hizbullah Lübnanı'ı "yağmacı siyonistlerden" ve onların işgalinden kurtaracağını vurguladı.
Sayfa 188 - doğan kitap
Reklam
Allah'ın Partisi
Lübnanlı Şiilerin direniş hareketi Hizbullah, dikkate değer bir siyasi ve ideolojik değişim geçirmektedir. Hizbullah 1978 yılında Lübnanlı Şii din adamları ve ileri gelenleri tarafından ve İran'ın desteğiyle, toplumsal ve siyasi koşulları protesto eden İslami bir hareket olarak kurulmuştur. Hizbullah, iddia ettiği gibi, 1984/85'ten 1991 yılına kadar, toplumsal değişimi ve toplumsal adaleti amaç edinen geniş bir örgüte, yapıya ve ideolojiye sahip olma anlamında tam bir toplumsal hareket olmuştur. 1992 yılından başlayarak, pragmatik siyasi programının dar sınırları içinde çalışan bir kitle partisi haline gelmiştir. Bu kitaptaki tezin ana hatları, Hizbullah'ın, vurguyu üç unsur arasında kaydırarak, yani (1) dışlayıcı (exclusivist) bir dini ideolojiyi yaymaktan; (2) daha kapsamlı bir siyasi ideolojiye ve (3) gerçekçi bir siyasi programa geçerek daha önce söz edilen üç aşamadaki kimliğini ayarlamakta olduğudur.
Sayfa 202
Maslaha
Kuşkusuz, Hizbullah'ın retoriğini izleyen herkes liderlerinin verdiği demeçlerin koşullar değiştikçe değiştiğini bilir, bu hukuki maslaha kuramının gereğidir. bu siyasi zihniyet büyük ölçüde İran'ın siyasi düşüncesini yansıtır: Değişiklik gerçek maslaha'ya götürür. Şiilerde ölmüş bir merci'yi taklit etmek tam olarak onaylanmadığından selefizm (aşırı militan Sünni köktendincilik) olmadığı göz önünde tutulursa, İran toplumunu, şu anda El Kaide'nin ideolojisine şekil veren selefizm'den korumak için maslaha mantığını kullanmıştır. Ortadoğu'nun ''düşmanımınn düşmanı dostumdur'' kuramına dayanarak, İran, selefist Bin Ladinist- Zarkavi köktendinciliğinin yayılmasını durdurarak ve Sünni İslamcıları engelleyip etkisiz hale getirerek ABD'nin çıkarlarına hizmet ediyor gibi görünmektedir. Her ne kadar ABD yönetimi Lübnan Hizbullahı'nı silahsızlandırma politikasını uygulamakta kararlı gibi görünse de ABD siyasetinin, İran gibi yapmak için, yani Lübnan toplumunu ve Amerika'nın oradaki çıkarlarını Sünni köktendinciliğin yeniden baş göstermesinden korumak için Hizbullah'ın silahlarını elinde tutmasını tercih edebileceğini düşünmeye yol açan farklı bir bakış açısı göz önüne alınabilir. Böylece, hem İran hem de Hizbullah kendi maslaha'sını izleyerek, bilinçli olarak amacı bu olmasa da dolaylı yönden ABD'nin maslaha'sına hizmet etmektedir.
Sayfa 234 - doğan kitap
Açık Mektup
Kökeni İslamiyete dayanmayan düşünceleriniz olabilir... Ve bu, bu amaçlara ulaşmak için işbirliği yapmamızı engellemez... Çünkü özellikle sizi mücadeleye iten dürtülerin her şeyden önce size uygulanan baskıdan ve zulümden kaynaklann İslami dürtüler odluğunu düşünüyoruz... Bu dürtüler, İslami olmayan düşünceler tarafından şekillendirmiş bile olsa İslamiyetin özünde birleşmek zorundadır. O zaman zorbalık ve baskıya göğüs germe mücadelesine devrimci İslamiyetin öncülük ettiğine tanık olacaksınız....
Sayfa 244 - doğan kitap
Kendilerini dinsel ön yargılardan kurtardığını savunan insanlar bile, devlet sorunu gibi özel bir sorunu din sorunuyla karıştırarak, ideolojik, felsefi yaklaşım ve temel­lendirmelerle, devletin, içinde insanlığın varlığını sürdürdüğü ilahi bir güç olduğuna, yanında insa­na insanın olmayan, ona kendi dışarıdan verilmiş şeyler getiren ya da getirebilecek olan doğaüstü tanrısal kaynaklı bir güç olduğuna ilişkin karma­şık bir öğreti inşa etmeye çalışıyorlar.
Reklam
188 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.