Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Paleontoloji bilimi ve dinlerin yaratılış mit'i
"Evrim kuramma giden yolun başında jeoloji ve paleontoloji (fosiller bilimi) vardır. 18. yüzyılın sonlarından başlayarak doğabilimciler daha alt (daha eski) katmanlardaki fosillerin daha yalın canlılara ait olduğunu, yukarı katmanlara (daha yakın zamanlara) doğru çıkıldıkça fosillerin giderek daha çeşitli ve daha karmaşık canlıların varlığını gösterdiğini gözlemlediler. Fosillerin incelenmesiyle dünyada bugün var olmayan çok çeşitli canlı türlerinin vaktiyle yaşamış oldukları anlaşıldı. Fosiller, ayrıca, canlı türlerinin, içinde yaşamış oldukları doğa koşullarına (iklim gibi) uygun değişiklikler geçirmiş oldukları­nı gösteriyordu. Örneğin arkeopteriks gibi 'ara' canlıların fosilleri, kuşların, ilkel sürüngenlerden evrim geçirerek ortaya çıktığını kanıtlıyordu. Böylece İncil'deki (ve tabii Kur'an ve hepsinin temeli Tevrat'taki) yaratılış hikayesine inanmak gittikçe daha güçleşti.
"İlk insan" Adem
Bizim gibi bir insan olarak tasavvur edilen "Adem" ancak 5-6 bin yıl öncesinde yer alır. Halbuki insanlık tarihi, bunun en az 300 katı öncesine uzanmaktadır. Dahası, dini kitaplarda geçen Adem'e rastladığımız zaman aralığında da dünyada, artık tek bir Adem veya Adem ailesi değil, farklı kıtalarda, farklı renk, dil ve ırklarda, geliş­kinlik düzeyleri farklı ve çoğu birbirinden habersiz olan, binlerce Adem(!) yaşamaktaydı. Dolayısıyla, bilimsel gerçekler gösteriyor ki, insanlık tarihinin başlangıcında, Adem gibi bir yaratığa yer olmadığı gibi, doğa-üstü güçlerden, insana hediye edilmiş en küçük bir bilgi de söz konusu değil.
Reklam
Tevrat-İncil-Kur'an üçlüsünün sunduğu Tanrı imgesi
Tanrı'nın köleci ve ilkel olması durumunda her şeyden ön-ce, yaratılanlar "kul" ilan edilecek ve bu durum her fırsatta başlarına kakılacaktır. Dahası eşitsizlik hayatın temel kuralı olacak, yığınsal sefalet ve ölümler, günümüze dek insanlığın baş belası olmaya devam edecektir. Elektiriğin, motorun, hatta yazının bulunması için bile binlerce yıl geçecek, insanoğlu, çıplak ve mağaralarda yaşamak zorunda kalacağı asırlar geçirecektir. Bunlar yetmezmiş gibi bir yandan şeytan başından eksik olmayacak, diğer yandan da cehennemin ateşiyle tehdit edilip duracaktır. Üstelik şeytanın oyununa geldiler diye insanlar toplum toplum, şehir şehir, Allah'ın yıldırımları, depremleri, fırtınalarıyla yok edilecektir. Sevgi ve yardım değil, zorluklar ve hesap verme söz konusu olacaktır. Ve ne acıdır ki Tevrat-İncil-Kur'an üçlüsünün insanlara sunduğu dünya yaşamı ve tanrı imgesi, bu tanımlama ile örtüşmektedir.
Dinlerin bilim diye bir derdi olmamıştır.
Dinlerin, doğanın yasalarını kavramaya, daha ötesi kendisinin yarattığı iddiasına rağmen bu yasaları bildiğine ilişkin en küçük bir ipucu olmadığı gibi, insanlara kitaplarında böylesi bilgiler vermemiştir. Onun bilim diye bir derdi de olmamıştır; çünkü din kitapları insanı, doğaya hükmetsin, onu üretsin diye değil, sadece "öbür dünya"ya hazırlanırken belirlenmiş kurallar çerçevesinde iyi bir "kul" olarak yaşasın diye yaratılmış bir canlı olarak görürler. Oysa bilim, tamamen bu dünyaya özgü, yaşam üzerinde egemenlik kurmanın yöntemidir. Bu iş­levsel zıtlık nedeniyledir ki bilim ile din daha en temelde karşıtlık içindedirler.
Şeytan taşlamanın Sümer'deki geçmişi
Sümer inancına göre, zaten her çocuk günahı ile doğuyor
Sayfa 73
Reklam
Dindar Yahudi kadınları evlenince saçlarını tıraş ettirip bir peruk veya başörtüsü ile başlarını örtmüşler. Hristiyanlıkta rahibeler aynı şekilde başlarını örtüyorlar. İlginç olanı Tevrat'ın son yazıldığı zamana kadar Yahudiler arasında Tanrı namına fuhuş yapan kadın ve erkekler varmış.
Sayfa 37
Kabile fertlerinden birisi ölünce, en çok sevdiği deve veya atlarından birisi mezarının başucuna bağlayarak çaresiz hayvanı açlıktan ölünceye kadar orada bırakırlardı. Bu şekilde, ölen kişi gittiği alemde sevdiği bineğini binmeye hazır bir şekilde bulmuş olacaktı... Araplar çoğu mezarlıkta mevcut olan ve acı acı öten bir tür çöl baykuşunu ölülerin ruhu olarak düşünürlerdi. Taş veya ağaçtan yaptıkları putlara -ki tanrıları temsil ederdi- ibadet ederlerdi.
Sayfa 13 - Ankara Okulu YayınlarıKitabı okudu
Tenasüh: Reenkarnasyon
Kabileler siyasi olarak ne kadar serbest yaşıyorlar idiyse din hususunda da o derece özgür idiler. Bazıları putlara, bazısı güneş, ay ve yıldızlara tapıyorlardı. Bir kısmı, insanın ölümünden sonra ebediyen yok olacağına, bir kısmı da tenasüha inanıyordu.
Sayfa 13 - Ankara Okulu YayınlarıKitabı okudu
Kur'an'a göre Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla, perde arkasından veya bireyci gönderip dilediğini ona bildirir. Tevrat'ta Tanrı ile şahıslar ( peygamberler dışında Musa'nın kardeşi, kölesi İbrahim'in karısı) karşılıklı konuşuyorlar veya insan şekline girmiş melekler Tanrıdan haber getiriyor veya Tanrı istediğini rüyada bildiriyor. Sümer'de Tanrı bir kez olmak üzere duvar arkasından konuşuyor (bilgilik Tanrısı enki, Tufan'ın olacağını, Nuh'un karşılığı olan Zeusudura'ya duvar arkasından söylemiş). Tanrılar insanlara yapacakları işleri rüyalarda bildiriyor. Bunlardan başka fal ve Kehanet yoluyla insanlar Tanrıların isteğini öğreniyorlar
Sayfa 34
Reklam
Sümerlilerde 7 sayısı çok önemlidir. 7 gün geçmek, 7 dağ aşmak, 7 Işık, 7 Ağaç, 7 kapı gibi. Aynı şekilde Tevrat ve Kur'an'da da 7 sayısı bolca bulunmaktadır. İslam'a göre cennetin 7 kapısı vardır, Sümer yeraltı dünyasının da 7 kapısı bulunuyor
Sayfa 32
Sümerliler, dünyadaki bütün olayların ve Tanrıların isteklerinin gökte yıldızlarla yazılı olduğuna inanırlardı. Kur'an'da aynı inanış "Levh-i Mahfuz" olarak sürüyor
Sümer'de yer altındaki ölülerin ruhları için yiyecek ve kurbanlar sunulmazsa onlar yeryüzüne çıkarak insanları rahatsızlık veriyorlar. Ölenlerin arkasından çok fazla ağlayıp sızlanmak onları sıkıyor. İslamiyette de Ölüler için yapılan dualar kurbanlar Bu inanışın bir devamı. Bizde de "çok ağlayıp ölünün ruhunu rahatsız etmeyin" sözü vardır
Sümerlilere göre ölüler, "kur" adlı karanlık, dönüşü olmayan bir yeraltı dünyasına gidiyorlar. Tevrat'ta bu Şeol, Yunan'da Hades, İncil'de Cehennem, İslam'da Ahiret olarak devam etmektedir. Sümerlere göre burada tekrar dirilme yok
Sayfa 30
413 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.