İnsan yalnızca düştüğünü hisseder, henüz bilmediği ama sezdiği o şiddetli savruluşun içinde uçup giden, kaybedilen her anla, her saniyeyle daha da, daha da yaklaştığını hissettiği bir uçuruma, kendisini parçalayacağı ve darmadağın edeceğini bildiği o korkunç sona doğru, baş döndürücü yüksekliklerden nefesi kesilerek, istemsizce ve direnç göstermeden hızla aşağı doğru inmekte olduğunu hisseder.
güçlerini kaybettin. gözünün saydam tabakasının yüzeyindeki kabarcıkların ve ince çubukların ağır ağır yön değiştirmesini izleyemiyorsun artık. çatlakların ve gölgelerin arasından hiçbir yüz, hiçbir muzaffer atlı sefer, ufukta hiçbir şehir senin onları açığa çıkarmana izin vermiyor.