Catherine Camus (Albert Camus'nun kızı)
"Babama göre başımızı sokacak bir yerimiz ve kitaplarımız varsa, bize gereken her şey var demekti."
" Yaşam yaşanmaya değmediği için insan kendisini öldürür, işte bir gerçek, kuşkusuz, ama kısır bir gerçek, çünkü fazlasıyla açık. Ama yaşamaya yöneltilen bu aşağılama, içinde daldırıldığı bu yalanlama, hiç anlamı olmamasından mı geliyor? Uyumsuz olması, umut ya da intihar yoluyla kendisinden sıyrılmayı mı gerektiriyor?"
Reklam
“O andan başlayarak, tersine, görünüşte kendilerini gökyüzünün kaprislerine bıraktılar, yani mantıksızca umut ettiler ve acı çektiler.”
Sayfa 81 - Can Yay.Kitabı okudu
“Bu genel terk edilmişlik duygusu uzun vadede kişilikleri sağlamlaştırabilecekken değersiz kılmaya başlamıştı.”
Sayfa 80 - Can Yay.Kitabı okudu
Her şeye evet demek öldürmeye evet demeyi de varsayar. Öldürmeyi kabul etmenin iki biçimi vardır. Köle her şeye evet diyorsa, efendisinin varlığına ve kendi acısına da evet demektedir; İsa direnmezliği öğretir. Efendi her şeye evet diyorsa, köleliğe ve başkalarının acısına da evet demektedir; işte zorbanın ve öldürmenin yüceltilişi.
Sayfa 99 - Can YayınlarıKitabı okuyor
"Tüm yaşamı boyunca iyilik ve aşk ağlatmıştı onu, kötülük ya da kıyıcılık hiçbir zaman ağlatmamıştı, tam tersine, bunlar yüreğini güçlendirir, kararlılığını artırdı."
Sayfa 156 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Ancak bu bir sürgün de olsa, çoğunlukla kendine sürgündü.”
Sayfa 79 - Can Yay.Kitabı okudu
“Son olarak, bu dayanılmaz tatilden kaçabilmenin tek yolu, hayal gücüyle trenleri yeniden harekete geçirmek ve saatleri yine de kararlı bir biçimde sessiz kalan çanların sesiyle doldurmaktı.”
Sayfa 79 - Can Yay.Kitabı okudu
“Gerçekte, iki kez acı çekiyorduk - öncelikle kendi acımızı, sonra da burada olmayanların; oğul, eş ya da sevgilinin çektiğini düşündüğümüz acıyı.”
Sayfa 76 - Can Yay.Kitabı okudu
Akıl, yürek ve tenle birbirine bağlanan varlıklar, on sözcüklü bir telgrafın büyük harflerinde o eski birlikteliğin işaretlerini arayacak hale geldiler. Ve bir telgrafta kullanılabilecek kalıplar çabuk tüketildiğinden uzun, ortak yaşamlar ya da acılı tutkular çok geçmeden “İyiyim. Seni düşünüyorum. Sevgiler” türünden belli aralıklarla yinelenen hazır kalıplarla özetlenir oldu.
Sayfa 75 - Can Yay.Kitabı okudu
Reklam
Gerçekte çıkışı olmayan bir durumda olduğumuzun ve “uzlaşma”, “lütuf”, “istisna” gibi sözcüklerin artık bir anlamı kalmadığının farkına varmamız için birçok gün geçmesi gerekti.
Sayfa 74 - Can Yay.Kitabı okudu
İnsan madem ki ölecektir, bunun nasıl ve nerede olacağının önemi yoktur. - Albert Camus – Yabancı
O zaman şunu anladım ki, bir tek gün dışarıda yaşamış olan bir kimse, hiç zahmetsiz yüz sene hapiste kalabilir. Canının sıkılmaması için yeter derecede anıya sahip olmuştur artık. Bir bakıma, faydalı bir şeydir bu. - Albert Camus – Yabancı
Dostluk ise daha sadedir. Uzun sürelidir ve elde edilmesi zordur, ama bir kez de elde edildi mi, artık ondan kurtuluş yoktur, gereğini yerine getirmek gerekir. - Albert Camus – Düşüş
Hiçbir zaman söyleyecek fazla sözüm yoktur, onun için susarım. - Albert Camus – Yabancı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.