Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ehli Sünnet Akaidi

Profil
❝Mü'mini kafirden ayıran en temel özelliği "gayba iman" ediyor olmasıdır. Allah'ın görülmesi durumunda ona iman etmemek bir imtihanın konusu değil, gözün tıbbî açıdan hasta olup olmadığının konusu olur.❞
80 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Allah Resûlü aleyhisselam buyurdular ki "Allah teâlâ’nın yarattıkları ve nimetlerini tefekkür edin, fakat Zât'ı üzerinde düşünmeyin! Zira siz, O'nun kadrini(lâyık olduğu şekilde) aslâ takdir edemezsiniz." Sultan İmam-ı Rabbânî Hazretleri "Allah ötelerin ötesi; ötelerin ötesinden de ötesi, ondan da ötesi, her ötenin
Allah Teala Ne Değildir?
Allah Teala Ne Değildir?Müderris · Kudema · 20205 okunma
Reklam
Ebû Hüreyre (r.a) şöyle dedi: Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: " Kesinlikle hiçbir mal bana Ebû Bekr'in malı kadar fayda vermedi." Bunun üzerine Ebû Bekr ağladı ve şöyle dedi: " Ben de malım da seniniz ey Allah'ın Resulü!"
Sayfa 197
Cennet ve cehennem
Cennet inananlara Allah Teala'nın fazlı ve ihsanı olup kulun amellerinin birebir karşılığı değildir. Zira hiç kimse Allah Teala'nın hakkını ifa edemez.
Sayfa 130
119 syf.
7/10 puan verdi
#kitapvecayy_
Eseri yazan ve emeği geçen herkesten Rabb'im razı olsun. Fakat çok önemli hususları çok basit anlatılmış. Rabb'im anlayıp, amel edip Hidayete ulaşanlardan eylesin. İyi okumalar
Dört İmamın Akidesi
Dört İmamın AkidesiSalah b. Muhammed el-Budeyr · Guraba Yayınları · 201815 okunma
Allâh Rasûlü'nün (s.a.v) ashâbını severiz. Onların hiçbirinin sevgisinde ifrata gitmeyiz. Onların hiçbirisinden teberri etmeyiz. Onlara buğz eden ve onları hayırdan başka bir şey ile anan kimselere buğz ederiz. Biz Sahâbe-i Kirâm'ı ancak hayırla yâd ederiz. Onlara muhabbet beslemek dindir, imandır, ihsandır. Onlara buğz etmek, küfürdür, nifaktır ve tuğyandır.
Reklam
Kul neye isabet etmeyecekse, kulun başına ne gelmeyecekse, onu yapması mümkün değildir. Kula isabet edecek şey de onu sekmez, mutlaka onun başına gelir.
[5] Ehl-i sünnetin inanç esaslarını öğrenmeyi arzulayan ve bunları kesin deliller ile bilmek isteyen kişi! Şeriat ile doğruyu araştırma yöntemini bu fırka dışında kimsenin birleştiremediğini açıkça anlayacaksın. Onların izlerini takip ettiğin, sistemlerine katıldığın, yaşantılarına dâhil olduğun ve fırkalarına karıştığın için Allah'a şükret! Umulur ki, kıyamet gününde de onların zümrelerinde haşrolasın.
İmamlarımız diyor ki İslâm'ın ayağı, ancak nasslarda gelenlere boyun eğip teslim olmanın, onları kabul etmenin şartı üzerine oturur. İslâm ancak böyle bir teslimiyet üzerinde oluşur, böyle bir teslimiyete bağlıdır. Yani bir yerde teslimiyet yoksa onun üzerine İslâm inşâ etmek mümkün olmaz. Temelde teslimiyet olacak; itikadî alanlarda aklımızla izah edemesek bile teslimiyet olacak ve o teslimiyet üzerine imanımızı bina edeceğiz, Akaid'in, her şeyin temeli olduğunu da imamlarımız bu sekilde anlatmış oluyor.
Sayfa 134
Cenâb-ı Hakk'in " kaza"sını geri çevirecek hiçbir kudret yoktur. Cenâb-ı Hakk bir seyin olmasını takdir ettiğinde, ona hükmettiğinde bu hükmü geri çevirebilecek, ona direnebilecek hiçbir kuvvet yoktur. O'nun hükmüne itiraz veya onu sorgulayabilecek hiçbir kuvvet kudret yoktur.
Reklam
... başımıza gelen iyi şeyler biz hak ettiğimiz için gelmiyor; Cenâb-ı Hakkin fazl u keremi olduğu için geliyor. Başımıza gelen kötü şeyler yani dalalet, sapkınlık, küfür, isyan, şirk, masiyet....gibi şeyleri de Cenâb-ı Hakk bize, biz hak edersek musallat kılıyor. Yani imandaki, hidâyet yolundaki kimseyi Cenâb-ı Hakk durup dururken küfre dalalete sevk etmez. O insan kendisi azar, kendisi yoldan çıkar Cenâb-ı Hakk da onu istediği hedefe ulaştırır. Ama bir insan hidayetteyse, esenlik içindeyse bu Cenâb-ı Hakk'ın lutfu keremidir, insanın hak etmesiyle olmuş değildir.
Sayfa 97
Her şey O'nun takdir ve meşietiyle, dilemesiyle cereyan eder. Her şey O'nun takdiri ve dilemesi içindedir. O'nun takdirinden dilemesinden bağımsız bir takdir, dileme, bir oluş, bir hareket, eylem, fiil düşünmek mümkün değildir. Buna bizim fiillerimiz, dilemelerimiz de şüphesiz dahildir.
Sayfa 94
Mahlûkatı yaratmadan önce O'na hiçbir şeyin gizli kalmaması ve yine onları yaratmadan önce ne yapacaklarını bilmesi zorunlu bir şeydir. Bilmek ile yaratmak arasında zaruri bir ilişki var. Bilmeyen bir varlık yaratamaz Yaratıcı ise zaruri olarak aynı zamanda bilen de olmalıdır. Neyi bilecek? Bizim zamansallığımız içinde geçmiş-şimdi-gelecek diye ifade ettiğimiz her ne varsa, bilme konusunu teşkil eden ne varsa hepsini Cenâb-ı Hakk bilir. " Olanları bilir, olmayanları bilmez" gibi saçma tasniflere Kuran ve Sünnet zemininde baktığımızda bir yer bulmak mümkün değildir.
Sayfa 93
Kur'ân-ı Kerîm'den bir âyet-i celîleyi alaya alarak okuyan kimse kâfir olur.
Sayfa 139 - Bedir YayıneviKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.