Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Esti Eylül rüzgarı 🌾
"Evet Albayım, o başka karşılıklı güven olduktan sonra her şey yapılabilir.
Reklam
Gözlerini ölülere ağlaya ağlaya ve dirileri görmeyecek bir duruma getirmenin dünyada olanlara zararlı, ahirettekilere yarasız olduğunu bilirdi. Mertçe bir çabayla ne kadar hüznü ne kadar kederi varsa gönlünde saklar; böylece eşinin yokluğuna ağlamak gibi en övülecek bir durumunu kabahatmiş gibi saklamaya mecbur olduğundan yüzüne gelen acı gülümsemeleri sevinç gülüşleri şeklinde göstermek isterdi.
Sayfa 11 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Ben Bir Eylül Sen Haziran Bir Eylül'dü başlayan içimde Ağaçlar dökmüştü yapraklarını Çimenler sararmıştı Rengi solmuştu tüm çiçeklerin Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Eylül... Henüz renk ve kokusu bitmemiş, fakat baharın renklerinin bolluğu o kadar hissedilmeyecek bir şekilde çekilmiş, o kadar tekrar dönmemek ümitsizliğiyle, döner gibi görünse bile hemen yine solup kararan hırçın, boş arzularla o kadar acı acı çekilmiş ki bir gün işte tabiatın ruhu birden uyanıp görüyor; yaprakların nasıl sararmış, birçoklarının düşüp çamurlar içinde çürümüş olduğunu görüyor ve şimdi ne kadar güzel olsa, o bir iki günün verdiği acılıkla bu güzel havaların ne kadar fani, bu renk ve kokunun ne vefasız, ne artık ele geçmez, eldeyken kıymeti bilinmemiş, öylece tüketilmiş bir hazine olduğunu acı acı görüyor; işte artık ne bir çiçek , ne bir koku kalmış...
Sayfa 157Kitabı okudu
“Sonbahar bu... artık bu kadar güzellik ve sıcak verdikten sonra! Eylülden daha ne beklenir? Eylül, malum ya, hüzün ve matem ayıdır."
Sayfa 210
Reklam
Evet, her şey çürüyor, her şey... İnsanlar da çürümeyecekler mi? Eylülde, sanki baharı özleyen hüzünlü bir tazelik, sanki üzerine çöken kışın, kendini mahvetmek isteyen hazanın inadına kalıcı olmak, tekrar bahar olmak mücadelesi vardır; fakat bunun için muhtaç olduğu şeylerden mahrum olduktan başka kendisinde de dayanma gücü kalmamış ve doğa bunu anlamış gibi aç bir üzüntü ve derin derin düşüncelerle, üzerine çöken yalnızlığın, yasın acı mührüyle düşünüyor, sanki ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ne kadar karşı koyarsa koysun, kışın galip gelecegini, artık her şeyin, her ümidin bittiğini, buna katlanmak lazım geldiğini anlamaktan gelen bir ümitsizlikle ağlamaktadır. Ne renk, ne koku... İşte yapraklar ölüyor...
Sayfa 211
~ SON ~
"Suat, Suat" diye haykırdı. Necip kapının önüne kadar koşmuştu, dehşetli bir sıcaklıkla boğuluyorlardı. Tekrar Necip, "Suat!" diye inledi, ikisine de bir inilti işitiyoruz gibi geldi, fakat ses şiddetli bir çatırtıyla boğuldu ... Süreyya Necip'in vahşetle haykırarak içeri atıldığını gördü ...
Sayfa 253 - Necip ... Suat ... Yasak aşk... yalı yangın ..Kitabı okudu
E, sonbahar bu... Artık bu kadar güzellik ve sıcaklık verdikten sonra! Eylülden daha ne beklenir. Eylül malum ya hüzün ve matem ayıdır.
Sayfa 156 - - SüreyyaKitabı okudu
Eylül
“Başka mevsimlerde belki biz şair oluruz fakat sonbahar, kendisi şairdir…”
566 öğeden 331 ile 345 arasındakiler gösteriliyor.