Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Vitr namazı ehemmiyeti!
İbn Teymiyye rahimahullah dedi ki: Vitr; öğlenin, akşamın ve yatsının sünnetinden daha kuvvetlidir/muekkeddir. Vitr; gündüzün bütün nâfilelerinden daha fazîletlidir. Ve şöyle demiştir: Vitr, Müslümanların ittifâkıyla muekked (devamlı olunması gereken) bir sunnettir. Kim onun terkinde ısrarcı olursa (sürekli terk ederse); onun şâhidliği reddedilir. [Mecmûu’l Fetâvâ 23/88]
Yemin
YEMİN NE DEMEKTİR, DİNÎ HÜKMÜ NEDİR? Yemin, bir kimsenin Allah’ın ismini veya bir sıfatını zikrederek sözünü kuvvetlendirmesi demektir. Mesela “Vallahi (Allah’a yemin ederim ki) şu işi yapmam”, “Billahi (Allah’a yemin ederim ki) şu yere gitmeyeceğim” şek- lindeki ifadeler birer yemindir. Kur’an-ı Kerim’de, “Yeminlerinizi koruyunuz (yerine getiriniz)” (Mâide, 5/89), “Allah adına yaptığınız ahitleri yerine getirin. Allah’ı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Nahl, 16/91) buyrulur. Yemin etmek aslında mübah bir davranıştır. Bununla birlikte, gereksiz yere veya alışkanlık hâline getirerek yemin etmek doğru değildir. Bir Müslüman yemin etmenin, verdiği söze Allah’ı şahit tutmak anlamına geldiğinin bilincinde olmalıdır. Bu nedenle yerine getirilmesi mümkün ve mübah olan bir şeyi ileride yapacağına veya yapmayacağına dair yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
"Kadınların vazifeleri kadar hakları vardır." Bakara 228.
Yöneticilerin en kötüsü, yönetimi altındaki insanlara sert ve kaba davrananlardır. Müslim, İmare/23
BAŞKA MEZHEPTEN OLAN İMAMIN ARKASINDA NAMAZ KILINIR MI? Kendi mezhebinden olmayan imama uyarak namaz kılma noktasında zaman zaman tereddütler yaşanmaktadır. Mezhep farklılığı namazda imama uymaya (iktidaya) engel değildir. Buna göre bir kimsenin, kendi mezhebinden farklı bir mezhebe mensup olan imama uyarak namaz kılmasında bir sakınca yoktur. Her ne kadar ‘başka bir mezhepten olan imam, namazda iken muktedinin (imama uyan kişinin) mezhebine göre namazı bozan bir davranışta bulunursa, muktedinin namazı fasit olur’ şeklinde bir içtihat varsa da bu konuda daha doğru olan yaklaşım, imamın kendi mezhebine göre namazı bozulmadığı sürece, hangi mezhepten olursa olsun ona uyan kişinin de namazının tamam olduğu yaklaşımıdır. Bu görüş, selefin uygulamalarına uygun olduğu gibi cemaat ruhunun gereğiyle de uyumludur. Nitekim İmam Ebû Yusuf, kan aldırdıktan sonra abdest almadan imamlık yapan Halife Harun Reşid’in arkasında namaz kılmıştır. Ayrıca imamın kendi mezhebindeki şartlara aykırı bir davranış içinde bulunup bulunmadığını araştırmak da gerekmez. Diyanet İşleri Başkanlığı
Fıtır Sadakası
KİMLER FITIR SADAKASI VERMEKLE YÜKÜMLÜDÜR? Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası; insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak yerine getirilen bir ibadettir. Ramazan bayramına kavuşan, temel ihtiyaçlarının ve bir yıllık borçlarının dışında nisap miktarı (80.18 gr. altın veya bu değerde) mala sahip olan Müslümanlar kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için fıtır sadaka- sı vermekle yükümlüdürler. Şafii mezhebine göre ise fıtır sadakası vermek “farz”dır ve bununla yükümlü olmak için nisap miktarı mala sahip olmak şart değildir. Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan Bayramı’nın birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Fitrenin hedefi, bir fa- kirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır. Fitreler bir fakire verilebileceği gibi, birkaç fakire de dağıtılabilir. Ancak bir kişiye verilen miktar bir fitre tutarından az olmamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
Oruç Fidyesi
ORUÇ FİDYESİ NEDİR? Ramazan ayında oruç tutmak farzdır. Bu ayda mazeretsiz olarak oruç tutmamak büyük günahlardandır. Ramazan ayında geçici bir mazeret sebebiyle oruç tutamayanlar, bu oruçları daha sonra kaza etmelidir. Ramazan’da oruç tutamayan ve daha sonraki zamanlarda da tutamayacak olanlar, her bir gün için bir fidye verirler. Oruç fidyesi, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle ödenen maddi bedeli ifade eder. Bir fidye, bir kişiyi bir gün doyuracak kadar yiyecek veya bunun ücretidir. Fidye, Ramazan’ın başlangıcında ödenebileceği gibi Ramazan’ın içinde veya sonunda da ödenebilir. Fidyelerin tamamını bir fakire ya da ayrı ayrı fakirlere vermekte bir sakınca yoktur. Bir günlük fidye bedelinin bölünmeden bir fakire verilmesine dikkat edilmelidir. Fidye vermeye gücü yetmeyen kimseler Allah’tan bağışlanmalarını dilerler. Bu kişiler daha sonra imkân bulurlarsa geçmişte ödeyemedikleri fidyeleri ödemelidirler. Diyanet İşleri Başkanlığı
Cihad
Bir islam beldesi işgal edildiğinde orada yaşayanların buna karşı direnme imkanı olsa dahi kasr mesafesindeki herkese cihad farzdır. Direnme imkanı olmazsa işgali sonlandırmakla bütün müslümanlar mükellef olur. 📖 Kaynak: Ömer eş-Şâtirî, el-Yâkutü'n-Nefîs, s.293
İslam fikhına göre bir Müslüma nın devleti, anayasası Kuran'a dayalı olan ve insanlara İslam adaletiyle hükmeden devlettir...
Sayfa 144Kitabı okudu
"Fıkıh sanatı öyle bir sanattır ki onun sayesinde insan, kanunkoyucunun haklarında açıkça tespitte bulunmadığı özel şeyleri, haklarında açıkça ve özellikle tespitte bulunduğu şeylere bakarak tespit etme gücü elde eder."
Sayfa 33 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
Talebeler için biçilmiş kaftan, muhakkak okunmalı
Hanefi Mezhebinin taharetten vasiyete kadar temel fıkıh konularının, az ve öz bir üslup + kolay bir anlatımla kaleme alındığı bir eserdir. Tamamen arapça olsa da, dili itibarıyla kolay ve akıcı bir şekilde talebelere uygun olarak işlenmiştir. (Türkçe tercümesi var ama ben şahsen okumadım) Yanılmıyorsam musannıfın da kitabı yazma amacı, talebelere kolaylık sağlamak içinmiş. Ki hamdolsun ve allah ona rahmet eylesin, bunda da başarılı olmuş. 1 sene arapça okumuş bir altyapı rahat yeterli olacaktır kitabı okumak için (hoca'dan ders alma usulüyle) Fıkıhı talebeye sevdirecek bir kitap kesinlikle, biz kuduri'yi okumadan önce bir nevi hazırlık olsun diye bu kitabın taharet bölümünü hocamızdan okumuştuk. İnanın zor ayrıldık, bize kalsa kitabı bitirmeden bırakmazdık ama yeterli vaktimiz yoktu. Ömer nasuhi bilmen'de işlediğimiz fıkıh konularının kafamızda oturmasını sağladı, çok severek kendini okutuyor gerçekten, herkese nâçizane tavsiyemdir. •
Şefikurrahman En Nedvi
Şefikurrahman En Nedvi
Ebu’l Hasan Nedvi
Ebu’l Hasan Nedvi
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En Numan
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En Numan
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En Numan
El Fıkhül Müyesser ala Mezhebil İmam El Azam Ebi Hanife En NumanŞefikurrahman En Nedvi · Daru İbn Kesir · 20005 okunma
" Ey iman edenler, namaza kalktığınız vakit yüzünüzü, dirseklerinize kadar ellerinizi ve kollarınızı yıkayın.Başlarınıza meshedin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı da yıkayın." (El-Maide Suresi ; 6)
Denilmiştir ki ; "Adem (a.s) Cennette buğdayı yediğinde, yüzü ile buğdaya yönelmiş,eliyle almış,eliyle başına dokunmuş ve ayağıyla yürütmüştü. Tövbesi kabul olduğu zaman, günahkar a'zalarını yıkaması, başına dokunduğu için başını meshetmesi ilham olundu." Alimlerin çokları ; "Abdest a'zalarının yıkanmasının hikmeti budur" diye nakletmişlerdir.
Abdest
Usame ( r.a) rivayet etti ki ; "Cebrail (a.s) Resulullah (s.a.v)'a gelerek vahiy ile abdest almayı öğretmiştir. Peygamberimiz abdesti bitirince mübarek avuçlarıyla su alıp iki mübarek uylukları arasına saçmıştır." Bu hadis, abdestin Mekke'de farz olduğuna fakat ayetinin Medine'de indirildiğine delildir. Sözün kısası, abdestin Mekke'de farz olması Allah'ın ilmi ve ilhamı ile olmuştur.
441 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.