Amerikalı yazar Harper Lee’nin ilginç bir yazarlığa başlama hikayesi vardır; yazı yazmaya arkadaşlarının ona yılbaşı hediyesi olarak gönderdiği bir notla başlamıştır. Bu notta; her ne olursa olsun, işini bırakıp yazması gerektiği yazıyordu ve ona bir yıl yetecek miktarda para da göndermişlerdi. Bu süreç içerisinde yazarın müthiş bir üne kavuşan, ırkçılık meselesini ele alan ilk kitabı
Bülbülü Öldürmek ortaya çıktı..
✍🏻Alıntı: “Bülbüller bizi eğlendirmek için şarkı söylemek dışında bir şey yapamazlar. Bahçelerdeki tohumları yemez, çiçeklere zarar vermezler, mısır ambarlarına yuvarlanmazlar. Tek yaptıkları iş bize içlerini dökmektir. Yalnız bizim için tatlı tatlı öterler. Bunun için bülbülü öldürmek günahtır...” (s.120).
📽Film tavsiyesi:
To Kill a Mockingbird , kitabın filmi 3 dalda Oscar ödülüne layık görülmüştür.
📚Kitap tavsiyesi: Yıllar boyunca başka kitap yayınlamayan yazar, ölümünden birkaç yıl önce tam 55 yıl sonra
Bülbülü Öldürmek kitabının devam niteliğinde olan ve 30 yıl sonrasını anlatan
tarafından 1960 yılında kaleme alınan bu romanda, Alabama'da Maycombe bölgesinde yaşanmakta olan olayların bir kaç çocuğun gözlerinden sade ve anlaşılır bir dil ile okuyucuya aktarıyor. Özellikle olayların gelişim sırası ve kolay anlaşılır betimlemeler sayesinde okuyucunun gözünde orada olan her şey canlanabiliyor. Kitabımızın konusuna gelirsek, çocukların gözünden, ırkçılık, adaletsizlik ve bu durumu kendilerince yorumlamaları, Evin Babasının, evde tam zamanlı çalışan dadının, evin çocuklarının ve akrabalarının bu süreçte verdiği tepkiler, dışlanma ve huzursuzluklar, korku, saygı, inanç kavramlarını kendilerince sorgulamaları ve benim için en iyi noktası ise mantıklı ve şeffaf bir cevap alana kadar pes etmeden sorularını sorabilmeleriydi. Sürükleyici
olduğu kadar da öğretici bir roman. Devamı olan ''Tesbih Ağacının Gölgesinde'' kitabını da en kısa zamanda okumayı planlıyorum.
Kitabın aynı zamanda 1962 yılında çekilmiş bir filmi mevcut. Arkadaşımın önerisi ile kitaptan sonra filmini de izledim. Günümüzde kitaplardan sonra gelen filmlere benzemiyor, senaryo ve kitap neredeyse birebir, romanda gözünüzde canlanan kavramların hepsini o döneme göre güzel ve kusursuz bir şekilde yansıtmışlar. Hem başucu kitabı aynı zamanda, oturup tekrar tekrar izlenebilecek bir film olduğunu söyleyebilirim.