”Hatıralar, gençlik hatıralarım! Sanki oraya kapanıp kalmışlar da kapıyı açınca neşeli mektep çocukları gibi birer birer dışarı fırlayacaklar, boynuma sarılacaklar!”
"Hafızlık çalıştığı zamanlarda bazen bayır ve bahçelerde hayvanları otlattığı, çobanlık yaptığı olurdu. O, Kur'an elinde hafızlık çalışır, sesi gürül gürül köye gelirdi. Hayvanlar sesinden ayrılmaz, uzağa gitmezlerdi, Onun yanı başında otlarlardı"
Efendi Hazretleri, çocukluğunda yaşıtlarından ayrı dururdu. Oyunlarına iştirak etmezdi. Hatta oyun nedir bil- mezdi. Nerede kendi gibi halim/selim biri varsa onunla ar- kadaşlık yapardı. Çocukluğunda bile elinde sürekli kitap görürdük. Herkese elindeki kitaptan okuyup, anlatırdı. Çok şuurlu ve takvaydı. Sanki çocuk değil yetişkindi. Öyle ağırbaşlıydı. Büyükler gibi abdest alırdı. Yüksek bir taşın üzerine çıkar, çömelip abdest alırdı ki dökülen, kullanılmış sular üstüne sıçramasın.