Açıkça söylemek gerekirse, avukatlar hakikâte ulaşmak üzere değil, müvekkilleri için, doğru ya da yanlış, mümkün olan en iyi anlaşmayı koparmak üzere varlar.
Sayfa 173 - NTV Yayınları – 1. Baskı ~ Şubat 2011, İSTANBULKitabı okudu
Bir insanın ya okuyamayacağı o kadar çok ya da anlayamayacağı kadar şaşırtıcı ve karanlık yasalarla bağlanmasını, hak ve adalet aykırı bulur Utopialılar.
Halkın büyük bir çoğunluğu, ödevlerinin ne olduğunu bilmek isteyen basit insanlardır. Büyük zeka oyunları ile uzun tartışmalardan sonra yorumu insanı şaşkına çeviren yasalar yapılacağına, hiçbir yasa yapılmaması daha hayırlı değil midir onlar için? Basit halkın, bu çapraşık yasalara aklı ermez; geçinebilmek için dinlemek zorunda olan adamların bütün ömrü yetmez böylesi yasaları anlamaya.
Ütopyanın kurulduğu sıralarda, Kral Utopus oraya gelmezden önce, ada halkının din yüzünden birbirini yediklerini öğrenmişti. Memleketin bu durumda olması Kral Utopus’un hareket etmesini kolaylaştırmıştı. Çünkü çatışan mezhepler birleşecek yerde, düşmanla ayrı ayrı savaşıyordu. Utopus zafer kazanır kazanmaz, ilk işi din özgürlüğünü yasalaştırmak oldu: buna göre, her insan istediği dini tutabilir, başkalarını kendilerine çekmek için elinden geleni yapabilir, yeter ki, bunu tatlılıkla, alçakgönüllülükle, efendice yapsın ve inandıramadığı insanlara karşı zor kullanmasın, onları suçlamasın, ikilik yaratan tatsız sözlerden kaçınsın. Hoşgörür olmayanlar ve bağnazlar sürgün ve kölelik cezalarına çarptırılıyordu .