Tarih bizi ciddi bir millet olarak tanır. Hele Türk devlet başkanlarının ciddiyeti darbımesel hükmüne geçmiştir. Kağanlar, hakanlar, sultanlar, padişahlar hep ciddi adamlardı. Atatürk de ciddi adamdı.
Roman Kamlançu ülkesinde Yüzbaşı Burkay'ın , evli olmasına rağmen başka bir kadına aşık olması ve yalnız döneminde yaşadığı ıstırabı anlatan Uygur masalı ile başlar. Masalda asıl vurgulanmak istenen nokta , ruhun tekrar dünyaya dönüşüdür.
Romandaki asıl olay örgüsü , Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından sonra Selim Pusat adlı bir
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse…
Ey sen