Yıldızların yerde de olabileceğine inanıyorduk artık...
Benliğimizi tanıyıp hastalıklı yönlerimizden arınmadan samimiyet ölçeği olan ihlasa ulaşmamız imkânsızdır.
Sayfa 178 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
"O yalanı neden söyledim? İbadetlerimi neden insanlara göstermek istedim? Övüldüğümde iyi amellere koşarken eleştirildiğimde neden terk ediyorum? Başkalarının yanında sevaplara yönelirken, yalnızken neden günahları tercih ediyorum? Sanki içim dışımdan farklıymış gibi, kendimi de insanları da aldatıyormuş gibi hissediyorum, neden? Farkında olduğum bu hislerin üstüne gitmeli miyim? Yoksa herkes kendi hakkında böyle düşünüyor da tek ben mi dert ediyorum? Kendimi topluma sunarken gerçek benliğimi mi yansıtıyorum, yoksa bana maddi ve manevi değer kazandıracağını umduğum hayalimdeki kişiyi mi? Başkaları tarafından onay alabilecek olanı mı yoksa öz benliğimi mi gösteriyorum?"
Sayfa 185 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Allah için atan kalp, dünya için atan kalpler arasında hep bir yabancıdır.
Allah, içinde halis bir niyet ve gerçeklik barındırmayan hiçbir şeyi kabul etmez, dağlar kadar çok olsa da. Resulullah'ın (sav) ifadesiyle; kıyamet günü, geceler boyu Kur'an okuyan fakat "ne çok biliyor" desinler diye yanıp tutuşan nice hafızlar huzurdan kovulacaktır. Savaş meydanlarında tatlı canını feda eden ancak "ne kadar cesur" desinler hevesinde olan nice savaşçılar kapıdan sokulmayacaktır. Malını fakir fukaraya dağıtıp gönülleri fetheden ama tek hedefi "ne kadar cömert" iltifatını almak olan nice zenginlerin yüzüne bile bakılmayacaktır. Çünkü onlar hiçbir zaman samimi olmamışlar ve gizli niyet taşımışlardır.
Sayfa 175 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
"Salih kişi, bütün azaları dünyaya bağlansa da salih niyeti sayesinde bir gün niyetindeki güzelliğe döner. Bütün derdi dünyalık ve hevasına uymak olan cahil kişi ise azalarının tamamı salih amellere bağlansa da bir gün mutlaka niyetine uygun olan duruma, yani dünyalık arzusuna ve hevaya uymaya döner. Çünkü onun içinde gizlediği asıl arzu dünyanın peşin menfaatleridir."
Sayfa 186 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
... duygularını ortaya çıkaran çocuğumuz karşısında dikkat edeceğimiz ilk konu, yine mantığına değil kalbine hitap etmektir. Asla hemen mantığına seslenip akıl vermeye ya da işin aslını bilgiç tavırlarla anlatmaya çalışmamalıyız. Önce kalbiyle bağ kurup, sonra o bağı kaybedecek sözler sarf etmeden olayı yeniden onu rahatsız etmeyecek ve rahatlatacak şekilde yorumlayıp tekrar kaydetmeliyiz.
Sayfa 170 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Ödülü, bir işi yapmanın karşılığı olarak vermek yerine zaten isteyerek çalışan çocuğu onore etmek için vermek güzeldir. Olması gereken, çocuğun iradesini ödül ve cezaya bağımlı kılmadan eylemlerinin sonuçlarını göstermektir.
Sayfa 166 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
İnanç, merdivenin tümünü görmediğiniz halde ilk adımı atmaktır
Martin Luther King
Sayfa 171 - Yan pasaj yayıneviKitabı okudu
Nisâ, 4/142.
"... Onlar namaza üşenerek kalkar, Allah'ı pek az anarlar, insanlara gösteriş yaparlar..."
Sayfa 184 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Bazı kelimeler mucize gibidir, dile getirdiğimizde o küçük kalbi usulca tıklatmış oluruz. Bu sözlerimizi işiten çocuk, kalbinin kapısının önünde sırf ona değer vererek beklediğimizi anlar. Artık kendi benliğini korumak için savaş vermesine ve gardını almasına ihtiyaç hissetmeyip kapılarını usul usul açar ve bizi içeri alır.
Sayfa 163 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Gazzâli kalbimizi içine ne koyarsak dışından görebileceğimiz bir bardağa benzetir. Oraya imanın nuru girdiğinde dışından da nur parıldar, inkârın zulmeti girdiğinde kapkara kesilir, gafletin dumanı sardığında bulanıklaşır, günahlar girdiğinde lekelenir. Ama ne dersiniz, ya bardak ters çevrilmişse? Tıpkı bardağın ters çevrilmesi gibi nifak hastalığına tutulan kişinin kalbi de ters çevrilir; yani doğrunun yerini yalan, güvenin yerini ihanet alır. O halde "tepetaklak kalp" metaforuyla ne anlatıldığı gayet açıktır. Karakterin dönek yapısı, insanları aldatması ve her ortamda farklı bir kimliğe bürünmesi simgelenmektedir.
Sayfa 173 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Filistinliler, enkazlar arasında tek yardımcıları olan Allah'a sığınıyor.
En sık yapılan hata çocuğun kalbini önemsemeden direkt mantığına hitap edip yapması gerekeni söylemek ya da onunla bağ kurmadan "hayır" deyip itaat beklemektir. Çocuğumuza karşı kullandığımız üslup önemsiz gibi görünse de aslında irade kapasitelerini ciddi oranda etkiler. İletişim dilimizi düzeltmediğimizde, eleştiriyi, hedef almayı, etiketlemeyi, sürekli nasihatle bunaltmayı ve kalbinden önce mantığına yönelmeyi bırakmadığımızda bizim rehberliğimizi kabul etmeyecektir.
Sayfa 163 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor