İnsan Hakları

0 üye
Cinsel sapıklığın şehvetiyle, on iki yaşındaki Filipinli kız çocuğuna tecavüz ederken, o güzelim yavrunun göz bebeklerindeki merhamet beklentisini, korku ve endişeyi umursamayan, onu ağzı salyalı sapıktan korumak için hiçbir şey yapmayan Batı uygarlığının, insan haklarından söz etmeye hakkı yoktur. Bu alçakça ve iğrenç iki yüzlülüğü görmeyenler, aklen ve vicdanen kör olanlardır. Batı, yalnızca yer üstü ve yeraltı kaynaklarını değil, insan bedenini de sömürmektedir. İnsanî bütün değerleri yok eden fuhuş sektörü, ticari bir kazanç sektörü olarak Batı uygarlığının yasaları tarafından güvence ve koruma altına alınmıştır. Bu sektörün varlığını sürdürmesi Batı uygarlığının teminatı altındadır.
Öyleyse, anladığım kadarıyla bir hakka sahip olmak, elimde bulundurduğumda toplumun beni savunmasını gerektiren bir şeye sahip olmaktır. Bir muhalif çıkıp toplumun bunu neden yapması gerektiğini sorarsa ona genel faydadan başka bir neden sunamam.
Sayfa 68 - Kapra Yayınları, Kasım 2020, 1. basım
Reklam
Deprem ve Çocuk İstismarı
Depremden enkaz altından kurtarılan çocukların haberlerde gösterilmesi, saçma ve gereksiz bir romantizm yaratılmaya çalışılması insan haklarına ve insanlığa aykırıdır. Bir çocuk kendi çocukluğundan enkaz altından kurtarılma görüntülerinin ve yüzünün milyarlarca insanın izleyebileceği ortamlarda yayımlanmasına, medya kuruluşlarının metası, içeriği olması konusunda rıza veremez. Yapılanın çocuk istismarından farklı bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Ancak, yeterince tuhaf bir biçimde, çoğunlukla aynı insan hakları savunucuları, insanların gelişmiş maymunlardan başka bir şey olmadığına ve daha düşük hayat biçimlerinden ve nihayette çeşitli molekül bileşimlerinden ge liştiğine inanmaktadır. Eğer insan moleküllerin asli kozmik ka rişimi üzerinde hareket eden "kör güçler"in sonucundan başka bir şey değilse, insan hayatı nın kutsiyeti tartışması manasız olur ve bu kavram, sığ bir duygusal ifadeden başka bir şey olmaz. İnsan onuru, gerçekte temelsiz olan, sadece " üzerinde mutabakata varılmış münasip bir fikir"den ibaret bir anlam alanına mı sahip? Eğer bizler hayli düzenli cansız parçacıklardan başka bir şey değilsek, "insan hakları" iddialarının temeli nedir? Bu temel sorular hiçbir coğrafi sınır tanımaz ve düşünen her insan teki tarafından her yerde sorulur."
Seyyid Hüseyin Nasrdan alıntı
Tâlâ'ya ve Aileme
Benimle konuşurken kırık dökük bir Arapça'yla konuşuyorlardı. Arapça bilmeme rağmen onlarla Arapça konuşmayı reddettim ve İngilizce konuşmaya başladım. Bunun üzerine söylediklerimi tercüme edecek birisine ihtiyaç duydular. Topraklarımı, Kudüs'ümü işgal ettikleri yetmiyormuş gibi dilimi de işgal etmek istiyorlardı. Sizinle kötü, aşağılık ve iğrenç Balfour Deklarasyonu'nun diliyle konuşacağım. Size verdiği uğursuz sözle, mübarek topraklarımızda hâkimiyet kurmanıza izin veren Balfour Deklarasyonu... Fakat dilimi işgal etmenize asla izin vermeyeceğim. Mütercim benimle Arapça konuşmaya çalışsa da Arapça tek bir harf bile söylemedim. Ona: "Eğer İngilizce sana zor geliyorsa Korece bilen başka bir mütercim ara." dediğimde küplere bindi. Yüzü kızgınlıktan kıpkırmızı oldu. Ben ise kızgın değil, bilakis mutluydum, çok mutluydum. Çünkü Siyonist bir askeri kızdırmıştım. Kendisine hakaret ettiğimi hissetti. Saatlerce bekledikten sonra hiçbir şey sormadan pasaportumu verip: "Sınırı geçebilirsin." dediler. Ben de pasaportumu alıp Filistin'e ilk defa, merhaba, dedim..
Sayfa 51 - Ekin yayınlarıKitabı okudu
228 syf.
8/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
10 Temmuz 1971'de bir grup Faslı asker, Fas Kralı II. Hasan'a bir suikast düzenler. Başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimin ardından elebaşı olarak görülen subaylar öldürülür, kalanlar ise aylarca sorgulanır. Sorgulananları korkunç bir son beklemektedir: Tazmamart zindanlarında, kör kuyudan farkı olmayan hücrelere kapatılırlar ve tam on sekiz yıl insanlık dışı koşullarda yaşatılırlar. Tazmamart gizli hapishanesinde aşağılayıcı koşullarda 18 yıl tutulduktan sonra hayatta kalan birkaç kişiden biri olan Aziz'in o süreçte neler yaşadıklarını anlatır kitap. Yapılanları yüreğinizin kaldıramayacağı, bu kadar vicdansız olamaz kimse dediğiniz olaylar silsilesinde bir yaşama tutunma hikayesidir. Çölün ortasında yer alan Tazmamart Ağustos 1971’deki Skhirat darbe girişimine katıldıkları iddia edilen 58 subay için özel olarak inşa edilmişti. Sürekli inkâr politikasının izlendiği yılların ardından Fas rejimi sonunda 1992 yılında uluslararası insan hakları örgütlerinin baskıları sonucunda Tazmamart gizli hapishanesinin varlığını kabul etmiştir.
Tahar Ben Jelloun
Tahar Ben Jelloun
Işığın O Kör Edici Yokluğu
Işığın O Kör Edici Yokluğu
Işığın O Kör Edici Yokluğu
Işığın O Kör Edici YokluğuTahar Ben Jelloun · Sia Kitap · 2020408 okunma
Reklam
Geri110
109 öğeden 101 ile 109 arasındakiler gösteriliyor.