O, daha çok denizi dibinde tertemiz kumlarla çakılları görünen saatlerinde seviyordu. O duru, saydam sularda hiçbir korkutucu düşsel ya da gerçek korkutucu varlık barınamazdı. Gözlerinin güvenle baktığı her yer onun ülkesiydi.
Canlıların yok edildiği bir dünyada insan ruhu yalnızlık duygusundan ölür gibi geliyor bize. Unutmayın; bugün canlıların başına gelen, yarın insanın başına gelecektir. Çünkü, bunlar arasında bir bağ vardır. Toprak insana değil, insan toprağa aittir.
Kışları sahile gitmeyi çok seviyorum. Az insan oluyor ve kendinle baş başa kalabiliyorsun. Bir kaç kişi olduğu zaman da onları izlemek hoş oluyor, onlar hakkında düşünmek. Biraz da estiği zaman hava güneşle birlikte, işte o zaman okuduğun kitaba, düşüncelere, dertlere kaygılara veya güzel olan her şeye kapılıp gidiyorsun. Ben bir kış günü kahvemi içip kitabımı okurken şu önümde oturan adamı düşünmüştüm. Biraz yaşlıydı ve öyle güzel seyrediyor du ki ileriyi onun baktığı yerden ne gördüğünü, ne düşündüğünü bir olup hayal ettim. Çok güzel dir kışın bir gün batımında sahilde kahve içip kitap okumak.