Üstad kronolojik olarak tarihi hadiseleri nakleden bir tarihçi değil, bir fikir, ruh ve dava adamıydı. Konuşur, yazar ve eserlerinin bizzat hayata tatbikinde vazife alırdı. Müslüman Gençliğe, ‘Haddinizi de bileceksiniz, hakkınızı da...’ diyerek onları zulmetmeyen, zulme rıza göstermeyen bir hayata çağırdı. Aslında bu cümle onun mücadele hayatının hülasası mahiyetindeydi. Allah Resulü, sahabe, ulema ve meşayıh-ı kirama karşı son derece müeddeb (edepli), onlara düşman olanlara karşı ise tavizsizdi. İslam büyüklerine
karşı haddini bilir, düşmanlarına ise hadlerini bildirirdi.”
Aynur Mısıroğlu annemiz:
"Son Osmanlı, Osmanlı'nın şanlı ve şerefli ruhunu gelecek nesillere taşımak azminde bir köprü idi. Fecr-i sadıkın müjdecisiydi. Rabbine; 'Bu fakire de/Öyle bir imanlı teselsül bereketi ver ki/Ta ebediyete varsın!" diye niyaz ediyordu."
Osman Nuri Topbaş Hocaefendi:
“Kadir ağabey ömrü boyunca İslam’ı derdiyle dertlendi. Ümmetin derdini kendi derdi bildi. Yüreği, âlem-i İslam’ın perişan ahvaliyle mağmum idi. Bununla birlikte ümitsizliğin değil, daima ümitvar olmanın bir İslam prensibi olduğunu söyledi. Kendisi Allah’ın dinini yüceltmek için elinden gelen gayreti gösterdiği gibi Müslümanları
da ümitle gayrete davet etti. İstikbalin İslam’ın olacağını müjdeledi.”
Nurullah Mısıroğlu :
“Hat sanatına ilgi duyduğunu söyleyebilirim. ‘Yazı hariç bütün inkılapları bir şekilde yeniden ihya etmek mümkün; lakin binlerce yıllık medeniyetimize ve mübarek dinimize ait yazıyı ihya etmek pek kolay değil’ diye anlatır ve Yahudileri misal verirdi: Yahudiler ölü bir yazıyı ihya ettiler, biz diri olanı gömdük.“
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Ekrem Buğra Ekinci :
Kimse kimseyi sevmek, her fikrine iştirak etmek mecburiyetinde değil. Ama samimiyet ve müktesebatına saygı göstermek mecburiyetindesiniz. Maalesef Şark’ta insanlar her şeyi siyah veya beyaz görme temayülündedirler. İnsanları tasnif (kategorize) etmeyi severler. Sloganlar
hoşlarına gider.
Kadir Mısıroğlu da anti-kemalizmin sembolü olarak görülmüştür. Muhalifleri, delile istinaden itiraz edeceklerine, hakareti tercih ettiler. Kendisine ciddi tek bir reddiye veya itiraz yapamadılar.
Kadir Mısıroğlu'nun Kızı Fatıma Mehlika Hanımefendi:
"1992-93 yıllarında transit vize almak için İstanbul Rum Konsolosluğu'na gittim. Gişede ki memur bana: 'Kadir Mısıroğlu neyin oluyor?' diye sordu. 'Babam!" dediğim anda pasaportumu yüzüme fırlattı ve 'Çık git buradan!" dedi. Konsolostaki sıradan bir memur bile düşmanını tanıyordu."