Merhabalaaar ;)
Romanın ana kişisi, Kafkasya’dan İstanbul’a küçük yaşta getirilen ve kendisine Dilber adı verilen küçük esir kızdır. Yazar, roman boyunca Dilber’in yaşamını, İstanbul’a gelişinden kendisini Mısır’da Nil ırmağına atışına dek başına gelenleri epizodlar hâlinde çok uzun bir zaman diliminde anlatarak, yapıta bir “yetişim romanı” niteliği verecek yöntemle izler. Bu nedenle romandaki öteki kişiler, sanki Dilber’in serüveninin anlatılması için yaratılmış yan kişiler izlenimini verir.
Sergüzeşt, olağanüstü olgulara, akıldışı rastlantılara yer verilmemesi, gözleme dayanması, karşılıklı konuşmaların en aza indirilip betimlemelere çok çok fazla yer verilmesi ve oldukça süslü bir dil kullanılması yazıldığı dönemi ve yazarın dilini ortaya koyuyor. Orijinal halini okumak oldukça zordur, ben dili Türkçeye çevrilmiş bir yayından okudum ve oldukça akıcıydı.
.
Türk Edebiyatından bir eser okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim
Kitaplarla Kalın :))