Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Taşları konuşturan Mimar, Sinan:
Üsküdar'da, güzelliğini Yahya Kemal'den tanıdığımız Eski Valde Cami-i Mimar Sinan'ın son eserlerindendir... Burası hâlâ Türk İstanbul'un en güzel köşelerindendir.
Sayfa 139
Çok defa düşünürüm: Bâki ile Mimar Sinan dost oldular mı? Süleymaniye' nin yapıldığı yıllarda Bâki yirmi beş otuz yaşlarında genç bir molla idi. Bir yıl kadar Süleyman binalarının inşaatına nezaret etmişti.
Sayfa 138
Reklam
Osmanlı Mimarisi
Bosna'yı ve Mostar'ı temsil eden , son harpte kasıtlı olarak yıkılıp ardından tamir edilen meşhur Mostar Köprüsü en tipik örneklerdendir. Köprü, Mimar Sinan ekolünü , yani merkezi Osmanlı mimarisini temsil etmektedir.
Mimar Sinan’ın dehası
Kanuni Sultan Süleyman Han’ın kızı, kıymetlisi, “Mihrimah Sultan” Birgün Mimar Sinan’ı çağırıp, iki Camii siparişi verir. Mimarbaşı Sinan, günlerce düşünür, öyle bir şey yapmalıdır ki adıyla, yeriyle, mimarisiyle, akustiğiyle orijinal ve bu yüce gönüllü cömert kadının şanına lâyık eserler olsun. Ve 7 Yıllık emeğin sonunda Ümraniye’de “Mihrimah Sultan” Camii’ni tamamlar. Tam 14 yıl sonra bir Camii daha inşaa eder “Mihrimah Sultan” adına, Edirnekapı Surları’nın yanına... Hayretlere düşüren olaysa şudur. Yılda bir kez Mihrimah Sultan’ın Doğum Günü olan 21 Mart günü, Edirnekapı’daki Camii’nin minaresinden Güneş batarken, Üsküdar’daki Camii’nin minareleri arasından Ay doğar. Şehrin Doğu cephesinde Mihr(Güneş) tam Batı’sında Mah(Ay) olarak düşünülüp hayata geçirilmiş ve Mihrimah olmuştur. Mihrimah isminin anlamı Güneş ve Ay’dır. Bir Rivayete göre Mihrimah Sultan bu eserlerde ilk okunan ezan ile son okunan ezanın kendi camilerinden yankılanmasını istemiştir.
“Sinan bir ananeyi tek başına tüketen, kendinden sonra gelenlere pek az şey bırakan sanatlârdandır.”
Sayfa 139 - Dergâh Yayınları
Reklam
Süleymaniye Camii:
Bütün Mühendislerin Gözbebeği, Bu camiden başka SÜLEYMAN HAN YEDİ İKLİMDE FETHİ OLMASI sebebiyle her yerde hutbesi okunur, ama İstanbul'da bu Süleymaniye Camii'nden sağlam ve dayanıklı imaret yapılmamıştır. Bütün mühendislerin sözbirliği ettikleri budur ki, "Bu yeryü zünde Süleymaniye yapısı gibi sağlam yapı yapılmamıştır yuvarlak kubbe gibi parlak bir kubbe GÖRÜLMEMİŞTİR....
Sayfa 52
Süleymaniye Camii ve İmareti:
Dış Avlunun Özellikleri Bu caminin üç tarafında bir kat dış avlu daha var ki iki taraf birer at menzili toprak boşluktur. Çeşit çeşit uzun çınarlar, salkim söğütler, servi, ıhlamur ve kuşdili ağaçları ile bezenmiş büyük bir avludur. On adet kapısı vardır. Doğu tarafina bakan Hamam kapısı olup buradan hamama inilir, ama bu tarafta avlunun du varı olmayıp İstanbul şehrini seyir için bir kenarına alçak duvar çekilmiştir. Bütün cemaat orada durup Hünkâr Sarayı, Üsküdar, Boğazhisar, Beşiktaş, Tophane, Galata, Kasımpaşa ve Okmey danı baştan ayağa görünür. İstanbul Halici ve Boğaz içinde nice bin pereme, kayık ve diğer gemilerin yelkenlerini açıp yüzdükleri birer birer görünür cihan seyri bir avludur....
Sayfa 52
“Aşk” dedi Derviş Ali, “ dünyada kavuşmak için değildir. Kavuştuğunda aşk olmaktan çıkar. Vuslat eren gönül, gün gelir bıkar. İçinde her an ona kavuşma ümidi olmasa bunca camiyi, hanı, hamamı nasıl yapardın?”
62 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.