Mimar Sinan: 1490 tarihinde, Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğar. Yavuz Sultan Selim zamanında İstanbul'a gelir. Devrinin ustalarıyla han, çeşme ve türbe inşaatında çalışır. 1538 yılında 49 yaşındayken başmimar olan Sinan, I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat zamanlarında 49 yıl süre ile başmimarlık yapar. Yaptığı eserleriyle dünya tarihine adını yazdırır. Hayatı boyunca toplamda 375 eser bırakır. Bunlardan Edirne'de yaptığı Selimiye Camii Dünya Kültür Mirası listesindedir. 17 Temmuz 1588 tarihinde Istanbul'da vefat eder. Türbesi, Süleymaniye Külliyesi'ndeki, Haliç duvarının önündedir.
Dünya’yı ölçmek için elinize bir pergel verselerdi; pergelin sabit ayağına neyi merkez alırdınız?..
Mimar Sinan’ın mimarlık anlayışında mühim bir mevki tutan pergel metaforu, asr-ı hazıra da intikal eden bir derinliği ve manayı haizdir. Pergelin iki ayağı arasında manidar bir irtibat kuran bu teşbih, insanın hem manevî hem de dünyevî boyutları arasında muvazene/denge sağlama gayretini yansıtır. Sinan’ın eserlerinde ve fikir âleminde bu metaforun izini sürerken, “temerküz” kavramının da derin manasını keşfetmek mümkündür. İnsan, hayatın hangi noktasında merkezîleşiyor veya hayatın merkezine neyi alarak etrafı-çevreyi, tarihi-hadiseleri anlamaya yahut şekillendirmeye çalışıyor?
Van gölünde yüzen ilk Türk gemisi onaltıncı asırda Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Büyük sanatkâr o zaman yeniçeri ocağında dülgerlikteki hünerleri ile tanınmış basit bir neferdi.
Mimar Sinan'ın hayatını, yaptığı işleri anlatan biyografi tarzında yazılmış bir kitap. Mimar Sinan kültürümüz için oldukça önemli bir yerdedir. Zekası ve yaptığı işler insanı hayrete düşürüyor. Mimar Sinan'ın deyimiyle "kıyamete kadar yıkılmayacak" şekilde yapılmış camiler, türbeler insanı mest ediyor. Bugün bile geçirdiği depremlerden sonra nerdeyse hasar olmamış camileri oluşturan Mimar Sinan'ın hayatı açık ve akıcı bir dille anlatılmış. 1530'lu yıllarda hiçbir teknoloji olmadan Cami'nin dört bir yanından imamın sesi duyulması, ısıtma sistemlerinde bugün kullanılan yöntemleri ilk kez onun kullanması çok etkileyici... Özellikle 6 Şubat depreminden sonra raylı sistemin öneminin artmasıyla birlikte bunu da ilk kez bulan tasarlayan kişinin Mimar Sinan olması bizim için o kadar önemli ki.. Tabi bunu da Japonya'ya batılı ülkelere kaptırmışız orası ayrı bir konu. Kitabın asıl konusu Mimar Sinan'ın neden kafatasının çalınmasıyla başlamaktadır. Yaptığı işler, geride bıraktığı 400 eser aslında bu sorunun cevabını bizlere veriyor...
Yaptığı camilerle Avrupalı ülkelere psikolojik bir baskı yapan, Ayasofya'yı güçlendiren, hayatını 3 bölüme ayıran, yaptığı eserlerde çalışacak işçiler çalışan işçilerin ırklarını, dillerini bile ona göre seçen Mimar Sinan'ın muhakkak okumalısınız.