Bütün kozmik ikiliklerin birincisinden, yani varoluşun ya da evrensel zuhûrun ilk sebebinden hareket etmek gerekmektedir. Eğer o ilk sebeb olmasaydı, hangi biçim altında olursa olsun, hiç bir zuhûr mümkün olmazdı. Hint öğretisine göre, bu ikilik Puruşa ve Prakriti ikiliğidir, ya da bir başka terminolojiyi kullanarak söyleyecek olursak, "öz" (essence) ve "madde” (substance) ikili ğidir. Dolayısıyla, bu iki terim evrensel ilkeler olarak ele alın malıdır; çünkü bunlar bütün zuhûrun iki kutbudur. Ama bir başka düzeyde ya da evrensel varoluşun içerisinde ele alınabi len az ya da çok özgüleşmiş ve ayrılmış alanlar gibi, daha ziyade çok farklı değişik düzeylerde, bu ilkelere uygun düşen şeyi ya da zuhûrun az ya da çok sınırlı belli bir şekline göre, doğrudan doğruya bu ilkeleri temsil eden şeyi belirtmek için, aynı terim ler örnekseme yoluyla nisbî bir anlamda da kullanılabilir, işte ancak bu şekilde, ister belli bir dünya için, yani bir takım özel şartlarla belirlenen bir varoluş hali için, ister özel olarak değer lendirilen bir varlık için ya da hatta bu varlığın durumlarından her hangi biri için, yani varoluş derecelerinin her birindeki zuhûru için, öz ve maddeden söz edilebilecektir. Bu son durum da, öz ve maddenin küçük âlemde (microcosme) temsil ettikleri şeyle, makrokozmik bakış açısından, zuhûrun meydana geldiği dünyada temsil ettikleri şey arasında doğal olarak bir uygunluk vardır. Başka bir deyimle, öz ve madde aynı nisbî ilkelerin özelleşmesidir sadece, ki bizzat bu ilkeler söz konusu dünyanın koşullarına göre, evrensel öz ve maddenin belirlenimleridir.