Psikolojinin, askerî psikoloji diye adlandırılan bir dalı vardır. Bu dalın başlıca görevi, orduları ve askerleri daha etkili öldürme araçları haline getirmenin psikolojik ilke ve yöntemlerini araştırmaktır. Bu araştırmacılar, bütün diğer bilimadamları gibi yıllık bilimsel toplantılarını yaparlar, onlarla aynı itibarı paylaşır, araştırmaları için gerekli parayı alırlar ve genellikle meslektaşlarından daha çok kazanırlar. Öte yandan hiçbir yerde, hiçbir ülkede, barış psikolojisi diye bir ihtisas dalı ya da araştırma alanı yoktur.
Psikiyatrist, bugünün totaliter toplumunda, en yüce kolluk kuvvetidir. Birinin toplum normlarına uymadığını, onun deli olduğunu belirtti mi, kararı ancak başka bir psikiyatrist bozabilir.
Bu evrende "mutlak" yoktur. Eğer yaşantınızı "mutlak"lık sınırlarına doğru zorlarsanız, sürekli bunalımda hissedersiniz; çünkü, algılarınız gerçeklerle örtüşmez.
Olumluyu geçersiz kılmak, bilişsel çarpıtmaların en yıkıcı türüdür. Basit hipotezine destek arayan bilim insanı gibisinizdir. Depresif düşüncelerinize egemen olan hipotez genelde "Ben ikinci sınıfım" türündendir. Olumsuz bir deneyim yaşadığınızda " İşte bu, hep düşündüğüm şeyi kanıtlıyor" sonucuna varırsınız. Tersine, olumlu bir olayda, "Bu bir rastlantıydı. Sayılmaz" dersiniz. Bu eğiliminiz için ödediğiniz bedel yoğun bir acı ve olan güzel şeylerin değerini bilememektir.