Hak bir olur; nasıl böyle dört ve oniki mezhebin muhtelif ahkâmları hak olabilir?
Elcevab: Bir su, beş muhtelif mizaçlı hastalara göre nasıl beş hüküm alır; şöyle ki: Birisine, hastalığının mizacına göre su ilâçtır, tıbben vâcibdir. Diğer birisine, hastalığı için zehir gibi muzırdır; tıbben ona haramdır. Diğer birisine, az zarar verir; tıbben ona mekruhtur. Diğer birisine, zararsız menfaat verir; tıbben ona sünnettir. Diğer birisine ne zarardır, ne menfaattir; âfiyetle içsin, tıbben ona mubahtır. İşte hak burada taaddüd etti. Beşi de haktır. Sen diyebilir misin ki: "Su yalnız ilâçtır, yalnız vâcibdir, başka hükmü yoktur."
Büyük adam, her harekâtının, her an zaptedildiğini bir an dahi aklından çıkarmayarak, her anının hesabını vereceğinin dikkat ve şuuru ve “İnnâ
lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” hakikatinin idraki içinde bulunan adamdır.
Evet, gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler... His ve heves ise kördür. Âkıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder.