Arap liderlerinin güzel konuşmaları Filistinliler tarafından boş konuşmalar olarak algılanıyor, geçmişte özgürlük sözleriyle kandırıldıklarını düşünüyorlardı.
Yazar betimlemeleri olağanüstülükte yazmış ve çevirmen olağanüstülükte dilimize çevirisini yapmış. Okunması gereken kitaplar arasında yer alacaktır. İyi okumalar.
Zaman MakinesiH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201928,8bin okunma
"Günümüz insanları... ne kadar şanslı olduklarının farkında değiller. Geçmiş, insanların büyük çoğunluğu için sonu gelmez bir sefaletten ibaretti. Zamanda ne kadar geriye gidersen, o kadar kötüleşir."
Işık tuhaf bir şeydir. Onunla neyin etkileşime girip neyin giremeyeceğini dalga boyu belirler. Dalga boyundan daha küçük olan her şeyin o foton için var olmadığı bile söylenebilir. Mesela mikrodalga fırının camının üzerinde o yüzden bir örgü bulunuyor. Örgünün delikleri mikrodalgaların geçemeyeceği kadar küçüktür Ancak çok daha kısa dalga boyu olan görünür ışık rahatça geçebilir. Böylece suratınızın erimesine yol açmadan yiyeceğinizin pişmesini seyredebilirsiniz.
Gezegenler sadece ışığı yansıtmazlar. Aynı zamanda ışık da yayarlar. Her şey ışık yayar. Objenin sıcaklığı, yaydığı ışığın frekansını belirler.Gezegenler de bu kurala dahildir.
Hız görecelidir. İki objeyi karşılaştırmadığınız sürece pek bir anlam ifade etmez. Bir araba otobanda yere göre saatte 110 kilometreyle gidebilir ama yanındaki arabaya göre, neredeyse saatte 0 kilometreyle hareket ediyordur.
"Açısal anomali: Kritik öneme sahip görülen bir obje ya da gök cisminin, en azından 0,01 radyanlık açıyla, olması beklenen konumdan farklı bir yerde olması."
“Biliyor musun,bir saat önce rüya gördüm.Şekerleme yapmak için uzandım ve rüyamda seninle ben kitaplar konusunda hararetli bir tartışmaya giriştik Montag.Öfkeyle ayağa kalkıp bana alıntılar haykırdın.Her hamleyi sakince savuşturdum.”Güç,” dedim.Sen de Doktor Johnson’dan alıntı yaparak “Bilgi kaba kuvvetin üstesinden gelmeye yeter de artar bile!” dedin.Ben de ‘İyi ama Doktor Johnson,”Belirsizliği belirliliğe yeğleyen insan akıllı değildir de demişti,sevgili çocuğum,” dedim.Sen de alıntı yaptın:Gerçek açığa çıkacak,cinayet fazla gizlenmeyecek!” Ben de keyifle haykırdım:’Ah tanrım,sadece atından bahsediyor!’ Ve ‘Şeytan işine gelince Kitab-ı Mukaddes’ten alıntı yaparmış.’ Sen de “Bu çağda,bilgeliğin okulunda,gösterişli budalalar paçavralar içindeki azizlerden üstün tutuluyor!” Diye bağırdın.Ben de usulca ‘Fazla itiraz gerçeğin itibarını düşürür’ diye fısıldadım.Sen de “Cesetler katili görünce kanar!” Diye haykırdın.Ben de eline pat pat vurarak ‘Ne oldu,sana vinsan anjini mi bulaştırdım?’ Dedim.Sen de “Bilgi güçtür!” Ve “Bir devin omuzlarında oturan cüce,ikisi arasında en uzağı görendir!” Diye cıyakladın;ben de argümanımı nadide bir soğukkanlılıkla,’Bay Valery bir keresinde,”Bir metaforu kanıt,bir laf kalabalığı selini temel gerçekler pınarı,kendimizi de kâhin sanma aptallığına düşmek doğamızda vardır” demişti’ diyerek özetledim.”
“Huzur,Montag.İnsanlara en popüler şarkıların sözlerini,eyalet başkentlerinin isimlerini veya lowa’da geçen sene ne kadar mısır yetiştiğini hatırlayarak kazanacakları yarışmalar vereceksin.Onları yanmaz verilerle dolduracaksın,’gerçekleri’ boğazlarına tıkıştıracaksın,öyle ki kendilerini tıka basa doymuş ama onca veri sayesinde kesinlikle ‘zeki’ hissedecekler.O zaman,düşündükleri hissine kapılırlar…hareket etmedikleri halde hareket ediyormuş gibi hissederler ve mutlu olurlar,çünkü o türden gerçekler değişmez.Onlara bir şeyleri yorumlamaları için felsefe veya sosyoloji gibi kaygan zeminli şeyler vermeyeceksin.O yol melankoliye çıkar.Bir televizyon duvarını söküp takabilen herkes(ki bu günlerde çoğu insanın yapabildiği bir şey bu),insana kendini hayvansı ve yalnız hissettirmeden ölçülmemekte veya denklemleştirilmemekte direnen evreni sürgülü cetvelle ölçüp denklemleştirmeye çalışan herhangi bir insandan daha mutludur.”