Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
'Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol."
İlk okuyuşta insanı çarpan bu iki mısradan ikincisi hatalıdır. 'Ne.. ne de..' içeren bir cümlenin fiili olumlu olmak zorundadır. "Ne tam olarak uyanabildi ne de yataktan kalktı", "Ne göründü ne de bir ses çıkardı" gibi. Bu noktada "O kalkışta ne mendil ne de bir kol sallanmaz," cümlesi hatalıdır. Doğrusu "O kalkışta ne mendil ne de bir kol sallanır," olacaktır ki zaten el sallanılır, bir vedada kolun sallandığı şair ne kadar zorlasa da henüz görülmemiştir.
"Mef û lü Me fâ î lü Me fâ î lü Fe û lün" olarak bölebileceğimiz aruz vezni şairini böyle zora sokmuştur kısacası.
Ülke saatini Arabistan'a uyumlu hale getirmekten farkı yok işte hilkat garibesi adında bir koalisyon kurmayı planlayanlarla görüşmeyi kesmek gerek.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Sayfa 51 - İstanbul Fetih Cemiyeti İktisadi İşletmesi