Algı yönetimi, bir insanın veya bir grup insanın gerçekliği olduğu gibi değil de nasıl algılanması isteniyor ise öyle algılaması için birey/grubun algı kapasitelerine yönelik şekillendirilmiş bilgi aktarımıdır.
" (...) Carl Murchison (...) kitabın önsözünde, hızla değişen bir dünyada sosyal bilimlerin gelişmemişliğinden yakınıyordu: Sosyal bilimler şu anda dünyanın politik belirsizliğinin ortasında çıplak ve aciz durmaktadır. Fen bilimleri, tam tersine çok parlak ve güçlü görünmektedir. Ya sosyal bilimlerin evriminde bir şeyler tamamen yanlış gitmiştir ya da büyük yargı günü henüz gelmemiştir. Bazı sosyal bilimcilerin azap çekip ter dökerek araştırma yaptığı konuların boşluğu, abesliği, yapaylığı ve kahredici önemsizliği, insanın umutsuzluğa yakın bir duyguya kapılmasına neden oluyor. Geçen bunca yüzyıldan sonra, dünyanın derdinin ne olduğunu ya da dünyada muhtemelen nelerin olacağını hiç kimse bilmiyor. [Murchison 1935, s. ix]"
Sayfa 253 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
20. yüzyılın ilk yarısındaki iki dünya savaşında yaklaşık 55 milyon insan öldü; Hiroşima'da bir atom bombasıyla 80 bin insan yok oldu. Tüm bunlara karşın insanlık, 20. yüzyılın sonlarında bile Bosna'da, Ortadoğu'da, Asya'da on binlerce insanın ölümünü önleyemedi; Afrika'da Asya'da on binlerce insanın açlık çekmesini ve ölmesini engelleyemediği gibi. Dünya, Avrupa ve Amerika gibi küçük bir gelişme ve barış adacığının dışında yine acı çekmeye, baskıya, sefalete ölüme terk edildi demek herhalde abartı olmaz.
Max More transhumanizmin metafiziğini şu satırlarla anlatır:
Extropian felsefesi transhumanizmin en gelişmiş şeklidir. İnsanlara dinamik bir hayat felsefesi sunmaktadır. Hayatın, zekânın, özgürlüğün, bilginin, mutluluğun önünde hiçbir engel olmayacaktır. Akıl, bilim ve teknoloji en büyük şeytan olan ölümü yenmek için rehberimizdir. Artık insanoğlu