Sıradan bir pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak "suç" işler. Böylece yeniden "hissetmeye" başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. Içindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece aleminin son atıklarının arasına, "hayatın en dibindeki lağımlara" sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.
"Geçen gün benim hanım, bir tiyatroya bilet almıs Baskomserim. Şu Shakespeare'in oyunlarından biri. Biraz sıkıldım ama bir laf vardı, çok etkilendim. Oyuncu şöyle diyordu
bir sahnede: 'Cehennem boşalmış, şeytanlar aramızda.' Aynen öyle Başkomserim, bunların hepsi şeytan, cehennemden kaçıp aramıza sızmış iblisler. O yüzden bunlara acımayacaksınız...
Bıkkınlık ve umutsuzlukla konuşuyordu, tartışmayı sürdürmenin manası yoktu. Zaten anlatsam da asla anlamayacaktı, cehennemden kaçtı dediği o şeytanların da aslında birer kurban olduğunu.
Suçluluk dediğin gecenin bir yarısı seni uyanık tutardı ya da eğer uyumayı başarmışsan rüyalarını zehirlerdi. Suçluluk, mutlu anların hepsinin içine öylece dalar kulağına keyif almaya hakkın olmadığını fısıldardı.
Korku cezadan fenadır. Çünkü ceza elle tutulur birşeydir ve o dehşet verici belirsizlikle, o korkunç ve sonsuz gerginlikle kıyaslandığında çok daha ağırdır.
"Suçluluk; kendi geçmişinizi, şimdiki zamanı veya geleceğinizi bir başkası uğruna değiştirmek için duyduğunuz baskıdır. Bu baskı sizin; isterseniz ondan kurtulabilirsiniz."
Suçluluk hissi yaşam gücümüzü pek çok yönden dondurabilir.
Hem de bunu üstlenmediğimizde veya çözümlemediğimizde, çocuklarımıza ve hatta onların çocuklarına kadar uzanabilir..
Şiddet suçlularının ortak özelliği bir sırlarının olmasıydı, çok önemli bir sır. Bu sır utanma duygusuydu; acı verici, kronik, şiddetli bir utanma duygusu. İmrenme ve kıskançlık utancın kardeşleridir
Sayfa 49 - Jess Hill - Kadının Hiç mi Suçu Yok: Görmezden Geldiğimiz Ev İçi Şiddetin TehlikeleriKitabı okudu
Başkasını suçlamayı bende istiyorum
fakat...
Kendimle yüzleşmek için para
vermiş gibiyim...
İşte böyle yalanlardı anca
söylediklerim...
Zaten üzülmek hepimizin baba
mesleğiydi...
No1 (no34DF)