Çok güzel bir ifade; rüya ..
"İnsan rüya görürken, başka bir boyuta geçer. Rüyalar, insanın içine girdiğinde tecrübe ettiği ve hissettiği şeyleri başkalarına tasvir etmekte aciz kaldığı devâsâ bir çukura ya da boşluğa benzer. Kelimeler burada yaşananları tarif etmede yetersiz kalır. İnsan, kendisine müsaade edilmediği için değil, rüya denen o boyutta tecrübe ettiklerini kuşatacak bir dil var olmadığı için anlatamaz gördüklerini."
Sayfa 127 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
Kendinizi sevin <3
Kendimizi sevemiyorduk, zira ebeveynimiz hoşlarına gitmeyen şeyler yaptığımızda bizi sevmekten vazgeçmişti. Kendimizi sevmiyor duk zira kendimizi bir an için iyi ve kötüye dair ikici düşüncelere boğmuştuk. Kendimizi sevmiyorduk zira ana babamızın, dedemizin, büyükannemizin, arkadaşımızın ya da büyük bir muhab- betle sevdiğimiz bir başkasının beklentilerini karşılayamamıştık... Çoğu kimse zanneder ki, insanın kendisine olan sevgisinin en nefsî ve hodperest tarifi, insanın başkaları yerine kendisini sevmesidir. "Oysa nefs, bizi kendimizi sevmekten alıkoyan şeyin ta kendisidir aslında" dedi Şeyh. "Zaten kendimizi sevmediğimiz için nefs inatla var olmaya devam eder."
Sayfa 192 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
İnsanın zamanını ve hayatını nasıl sarf edeceğine ilişkin tercihi, son derece şahsî ve kalbî bir meseledir. Hangi tercihler bizi tekâmüle, sağlığa ve potansiyelimizi lâyıkıyla açığa çıkarmaya götürür? Hangileri bizi anbean büyüyen bir gaflete düşürmeden rahatlatır, hatta derdimize deva olur? İşte bu tercihleri yapmak, ihlásla hak yolundaki arayışını sürdüren bir insanın önünde duran hayli meşakkatli bir imtihandır."
Sayfa 190 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
"Küçük aşklar, büyük aşklara nispeten daha çok zamanımızı alır ve biz, en çok küçük aşklarımızı kaybettiğimizde ıstırap çekeriz. Büyük aşklarımızı kaybettiğimizde çoğu zaman o kadar ıstırap çekmeyiz, zira bu aşkların boyutundan bihaberizdir. Ama üzerinden biraz zaman geçip de kaybettiğimiz aşkın gerçek boyutunu idrak ettiğimizde derin bir buhranın pençesine düşeriz. Artık çok geçtir; büyük aşkımızı bir daha bulamamacasına kaybetmişizdir."
Sayfa 189 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
Zahirî âlemde "hayatdar" zannettiğimiz şeyler, bâtınî âlemdeki imalar, ışık, karanlık ve kuvvet kaynaklarına kıyasla meyyit gibidirler.
Sayfa 148 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
Zira İslâm suları arıtmak için gelmiştir.
Sayfa 128 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
Sahte olanı gerçek olandan ayırmak için bazı hususların mercek altına alınması ve bazı soruların sorulması lazım gelir.
Sayfa 113 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
Siz köleleşmeyi kabul etmişsiniz. Ama İslâm sizi azad edecek.
Sayfa 101 - Timaş Yayınları, 6. Baskı Ocak 2017, İstanbulKitabı okudu
Peygamber Efendimiz sav şöyle buyuruyor;
“Beni rüyada gören kimse uyanık iken de görecektir. Veya beni uyanık halde görmüş gibidir. Zira Şeytan benim sûretime giremez.”
hadisinin şerhinde şöyle der:
Aşktan kanat takmak lazım!
Hz. Mevlânâ nın buyurdukları gibi: " Aşk vâdisinde akıl batağa düşmüş eşek gibidir. Çırpındıkça batar." Aklın ve dolayısıyla nefsin bataklığından kurtulmak ve yükselmek için aşktan kanat takmak lazım.
Sayfa 43 - Sufi kitap
Dupduru..
Sevgi üzerine…
“Seni sessizlikte sevmeyi seçiyorum.
Çünkü sessizlikte reddedilme yoktur.
Seni yalnızlıkta sevmeyi seçiyorum.
Çünkü yalnızlıkta sadece benimsin.
Seni uzaktan sevmeyi seçiyorum.
Çünkü mesafe beni acıdan korur.
Seni rüzgarda öpmeyi seçiyorum.
Çünkü rüzgar dudaklarımdan daha naziktir.
Sana rüyalarımda sarılmayı seçiyorum.
Çünkü rüyalarımda senin bir sonun yok.”
Mevlevîhane Beşiktaş köyünde, denizin kıyısında, sefâdar bir mevkidedir, çok sayıda vazifeli kişiyle doludur. Seyyahlara göre bu semtte en çok ziyaret edilen yer olmakla kalmaz, “İstanbul civarındaki en güzel ve en sık uğranılan mahallerden biridir”. 1841 yılında Mevlevîhaneyi ziyaret eden bayan Grosvenor, burasını sarayın tahsis edilmiş bir odası olarak anar. Parlayan, canlı renkleriyle servi kümeleri arasında kocaman bir lâle gibi görünür.
Mahrem ol ki peçeyi senden kaldırsınlar.
1. Cilt /1992
Nedir maksut bu irfandan haber al.
1. Cilt /1992 / Kutsiye 43
Daha ne vakte kadar kaybetmediğim şeyi arayıp duracağım?
Sayfa 230 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
