Denize, anasına döner gibi döner gelirken, bildiği bir kucağın sevecenliğini bir daha bulmağa hazırlanırken, öteden beri tanıdığı bir bağışlayıcılığa, arındıncılığa doğru yola çıkarken, insan, yanına bir şey daha alıyor: Bilmediği ama hep aradığı, aramış durmuş olduğu bir şeyi (bir şeyleri) bulmanın umudunu ...
Anlamsız kılınacak, kılınmağa hazır bir mutluluğu belki ...
Hak etmek için kimsenin pek bir şey yapmayacağı, yapmamış olacağı, piyangodan çıkar gibi gelip onu (başkasını değil, onu) bulacak bir mutluluğu ... Yarabbim, bu kadar mı yalnızız, bu kadar mı düşüyoruz?
"Yaşlılar, gençlere biraz daha yakındır belki, yanılıyor muyum?"
LAURA
Sorabilir miyim, orda nerede kalacak?
YÜZBAŞI
Avukat Saefberg'lerde.
LAURA
O özgür düşünce sahibi adamın evinde!
YÜZBAŞI
Çocuklar, babanın kararları doğrultusunda eğitim görmek zorundadır, kanun böyle.
LAURA
Demek bu konuda annenin hiç söz hakkı bulunmuyor?
Herkesin olduğu gibi Magnet'in de çift soyadı vardı. Kadınların yasal eşitliği doğrultusunda çocuklar hem annelerinin hem de babalarının soyadını taşıyorlardı; evlendikleri zaman ise kızlar babalarının, oğlanlar da annelerinin soyadını isimlerinden çıkararak eşlerinin soyadını alırlardı.
'American pie' adlı filmin reklam afişinde dendiği gibi "İlk dilim asla unutulmaz"....
Bu oldukça şiirsel bir yaklaşımdır ama yanlıştır da.
Çoğu insan incelikle, mütevazı bir şekilde ve haddini aşmadan başkaları için kaygılanmayı bilmez. Bildiğini sanır.
Olayları anlatmakla, olguları oldukları gibi sıralamakla yetiniyor. Gerçeğin her zaman berisinde kalıyor.
Sayfa 48 - Okuyan Us YayınKitabı okudu
Hem örü örmek kendimizi bildik bileli isteklerimizden kendi kendimizi korumak olmamış mıdır?
Bazı insanlar yönetim ve organizasyonda iyidir
Suter, her şeyle ilgileniyor her şeyi yönetiyordu. İşleri en küçük ayrıntılarına kadar denetliyordu.
Sayfa 37 - Okuyan Us YayınKitabı okudu
Batı mı? Nedir bu? Ne var orada? Oraya giden bunca insan acaba neden geri dönmez?
Sayfa 21 - Okuyan Us YayınKitabı okudu
Hiç kimse benim derdimi anlayamaz.
Kolay lokmaydınız. Eski, yüce bir dürüstlük namınız vardı ve bununla doğal olarak gurur duyuyordunuz; bu en kıymetli hazineniz, gözbebeğinizdi.
Kendinizi ve çocuklarınızı yoldan çıkarıcı şeylerden uzak tuttuğunuzu öğrenir öğrenmez nasıl ilerleyeceğimi anladım. Sizi saf mahluklar, ateşle sınanmamış bir erdem kadar zayıf bir şey yoktur.
"Hadleyburg'lüler asla yozlaştırılamaz . . ."
ne tür bir iyilik bir insanı böyle ölçüsüzce minnettar bırakabilirdi?