Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk İslam Sanatı

Profil
Çinili Köşk, Osmanlı klasik mimari geleneğinden farklı olarak Selçuklu ve Orta Asya üslubuyla dikkat çeker. Köşkün, Fatih Sultan Mehmed'in emriyle 1465-1466'da İstanbul'a yerleştirilen Konya ve Larendeli ustaların eseri olduğu tahmin edilir. Haliç'e nazır bir sırtta inşa edilen köşk, Osmanlı mimarisinin İran-Anadolu Selçuklu üslubu tesirindeki yegâne misalidir. Planı, mimarisi ve süslemeleriyle İstanbul'da tektir. Sırça Köşk ve Sırça Saray adlarıyla da anılan müstesna eser, bu yakıştırmaları çini veya sırça denilen mavi sırlı tuğlalardan alır. Sırçalarıyla olduğu kadar dekorasyonu, planı, konumu ve fonksiyonuyla da çok yönlü hususiyetleri haizdir.
Bizim tasavvuf zevkimizi, mübalağasız bütün sanat eserlerimizde müşahede edeceğiz. Ancak unutmamak gerekir ki bu zevki, mimaride, nakışta, hatta ve musikide yakalamak tamamen bir formasyon meselesidir. Çünkü tasavvuf zevki, oralarda bir ruh kadar gizlidir. Fakat şiirde bu zevk, apaçık bir çığlık biçimindedir. Onu daha kolayca ve rahatça idrak edebiliriz. Zaten herkes bilir ki, bizim şairlerimizin hazırladıkları her bir "Divân", tasavvuf okyanusuna doğru yol alan birer ırmak gibidir. Türk-İslam medeniyetinde sadece "münevverler" değil "halkımız" da bu aşk ve vecdden haberdardır.
Reklam
Osmanlı döneminde Hz. Muhammed'in resmini içeren çok sayıda yazma bulunmaktadır.......Alev şekli sadece Hz. Muhammed'e değil tüm peygamberlere de yapılmıştır. Fakat Osmanlı resminde bu şekil, dört halife ve sahabeler için ise kullanılmamıştır.
cenazede Osmanlı uygulamalarından...
Fatih'in cenazesinde halk, başından aşağı toprak serpmiş; yeniçeriler, börklerini çıkarıp başlarına kara çuha sarmış; kadınlar saçlarını kesmiş, Fatih'in atının ise kuyruğu kesilmişti. Ölü gömüldükten sonra yoksullara beş bin altın sadaka dağıtılıp bin hayvan kurban edilmiştir.
Uygurlarda 8. yüzyılda ölenin eşini üvey oğullardan biri almazsa kadın kocası ile yakılıyordu. İbn Batuta; kağanın yeğenleri, sevdikleri ve kölelerinden oluşan yüz kişiyle gömüldüğünü yazar.
Sanatkâr, güzelliği yarattığına değil keşfettiğine inanır.
Bir mü'min olarak sanatkârın görevi, sadece estetik zevki tatmin etmek değil birliğin ve nurun perdesini aralayarak hakikatin bilinmesine yardımcı olmaktır.
Reklam
gömme
Hunlarda seçkinlerin mezarları gizli tutulurdu. Bunun için mezarı kazanlar öldürülür veya mezarın üstünden sürü geçirilirdi. Göktürklerde yakma olduğu için mezarın gizliliğine gerek kalmamıştır ve ölü; atı, giysileri ve eşyalarıyla yakılırdı. Göktürklerde en onurlu türdür, sadece soylulara uygulanır.
Yakutlarda ve Hristiyan Tatarlarda mezara toprak atmak gelenektir. Müslümanlarda da görülür.
Göktürklerde
yaşayan kadınlar kısırlıktan korunsun diye çocuksuz kadının ölüsü, yatağının yanına yatırılmaz, eşyaları boşaltılmış bir odaya konur.
Yüzü açık olarak resmedilen Hz. Muhammed figürlerinin yer aldığı en önemli eserler, Osmanlı öncesi hazırlanan "Miraçnâmeler"dir.
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.