Çok açık ki, bu delikanlı öyle büyük bir cani değil, tam tersine çok sıradan biriydi bunu herkes görüyordu, ne olduysa yalnızca böyle insanları yaratan koşullar içinde bulunduğu için olmuştu. Dolayısıyla da bu tip delikanlıların olmaması için böylesi mutsuz varlıkları oluşturan koşulları yok etmeye çalışmak gerektiği açıkça ortadaydı.
Peki biz ne yapıyoruz? Rastlantı sonucu elimize düşen böyle bir delikanlıyı yakalayıp böylesi binlercesinin dışarıda olduğunu çok iyi bildiğimiz halde, onu tamamen tembel tembel oturacağı koşullara, hapishaneye, ya da en sağlıksız ve anlamsızca işlerin yapıldığı, onun gibi zayıf düşmüş ve ne yapacağını şaşırmış insanların arasına tıkıyor, sonra da kamu hesabına Moskova'dan İrkutsk eyaletine, en aşağılık insanların arasına sürgün ediyoruz,
Böyle insanları yaratan koşulları yok etmek için yalnızca hiçbir şey yapmamakla kalmıyor, aynı zamanda onları yaratan kurumları özendiriyoruz. Bu kurumların da hangileri olduğu ortada: fabrikalar, imalathaneler, atölyeler, lokantası olan oteller, meyhaneler, genelevler. Biz bu kurumları yok etmeyi bırakın, onları gerekli görerek, özendiriyor, düzenliyoruz.
Nehlüdov'un mahkeme esnasındaki düşünceleridir. Mahkemenin konusu ise iki delikanlının çaldığı iki adet kilim. Delikanlını biri hapisteyken ölmüştür diğeri de tehlikeli bulunarak yargılanmaktadır.Kitabı okudu
Kitabın ilk bölümü adamın ağzından anlatılıyordu, güzeldi. İkinci bölümde kadının ağzından anlatılmaya başlandı ama iki sorun vardı. Birincisi zaten okuduğumuz şeyleri ikinci kez okumamızdı ve adamın bakış açısından okuduğumuzdan farklı hiçbir şey katmıyordu. Birinci bölümde adam bir şey yapıyor mesela kadının sinirlendiğinden bahsediyor. İkinci bölümde de adamın yaptığı şeye kadının sinirlendiği yazıyor. E zaten biliyoruz bunu. Neyse. İkinci bir problem ise kitabın ana konusundan bağımsız, hiçbir amaca hizmet etmediğini düşündüğüm G.P. adındaki birinden bahsediyor kadın. Bahset bahset bitmiyor ama. Çok fazla sıkıldım. Çok fazla sıkıldım.
Kitabın son 3 cümlesi sanki alelade bir şey olmuş gibi. Adam tam bir sosyopat. Bir tık rahatsız etti. Rahatsız etmesini sevdim.