Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BİLEN YÖNETİR
Batı bildi ve yönetti. Şimdi sıra...? - Orta Çağ dönemi ''Canterbury Hikayeleri'nde'' ki İngiliz edebiyatının ana damarlarından biridir. Eserde Hipokrat ve Galen'in yanında sıkı durun, İbn-i Sina, er- Razi, el- Kahhal ve İbn-i Rüşd'e yer alıyor. Chaucer, İbn-i Sina'yı Hipokrat'ın yanına
Biat, kazansa da kaybeder. Sorgulama, kaybetse de kazanır. Bunu ispatı felsefe ve bilim tarihidir. Bunun ispatı Sokrates'tir, Kopernik'tir, Bruno'dur, Galile'dir, Kant'tır, Darwin'dir, Marks'tır, Freud'tur, Wittgenstein'dır, Einstein'dır... Anooshirvan Miandji
Reklam
Pascal; Galileo'nin ve Kopernik'in yazdıklarının yasaklanması sonucu şöyle diyecektir: - Kuşkusuz ki bu karar Dünya'nın dönmeyi bırakmasını sağlamayacak, bütün insanlık bir araya gelse üzerindeki inkârcılarla birlikte dönmeye devam edecektir...
Alev Alatlı der ki
"Güneş her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat değil, devirli bir oluşumdur. Gün olur, en gerideki en öndekinden ileride olur. Aristarkus, Kopernik'e "zıpçıktı astrolog" diyen devrimci Martin Luter'den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadizade Mehmet'in çok ötesinde. Siz istihkâmlarınızı güçlendirin, zor zamanları fırsata çevirin. Benim yaşıma geldiğiniz- de, benim hiç olamadığım kadar hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olun. Aziz ülkemize gelince, ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye'yi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye'nin. Batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar. Mademki son temsilcileriyiz Gezegen'in iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek "gerçek", soğuyan Güneş'in dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı."
Burada bir iki sorun var, sayın matematikçi Pascal. Eğer bunu bir matematik denklemi gibi alacaksak, 1. içine subjektif değerler verilmemeli. Verilecekse eğer matematik, aritmetik denklemi gibi düşünülmemeli. 2. Diyelim yaptık, o zaman ortaya hangisi yani hangi tanrı diye bir başka soru çıkar. (Ki bu denklemi bu yeni çıkan soruna da uygulayacak mıyız?) 3. Bunu yapmak bir çıkar beklentisi değil mi? Bu bir erdem olabilir mi? Madem bu kadar yücelikten bahsediyoruz. ??? 4. Kaybedecek birşeyi olmamaları demekte subjektif bir yorum. Kim demiş yok diye kaybedecekleri. Öyle oturduğun yerden Kopernik'e Descartes'e sallamakla olmuyor bu işler Sn. matematikçi. Bu işler bu kadar basit olsaydı eğer. Ohoo. Demişsin ki keşke başka çağda doğsam, ya da daha uzun yaşasam. Doğru ilerleyen çağlarda da yaşamış olsan görürdün bu kadar basit mi.
Ömer

Ömer

@OmerKitapci
·
19 Mart 02:43
Pascal Kumarı
Seçmeye mecbur olduğunuza göre, aklınız birini değil de öbürünü seçmekten ötürü daha çok rencide olmayacak. Bu işin bir boyutunu hal­lediyor. Peki ya saadete ne olacak? Tura diyerek Tanrı'nın varlığı için bahse girdiğimiz de kaybedip kazanacaklarımızı bir düşünelim. Şu iki durumu değerlendirelim: Kazanacak olursanız her şeyi kazanmış olursunuz, kaybedecek olursanız hiçbir şey kaybetmezsiniz . Öyleyse, hiç tereddütsüz Tanrı'nın varlığına bahse girin.
Sayfa 112Kitabı okudu
Nikolas Kopernik:
Kötü günler bir süre sonra geçip gider, yerine daha iyi günler gelir. Görsel: Ölümsüz Sözler
Reklam
Batı medenidir(!!!)
İnternette bir arama motoruna ‘gezegenlerin yörüngelerinin elips şeklinde olduğunu kim buldu?’ diye bir soru girdim. Çoğunlukla Kepler cevabı çıktı karşıma. Bazı sitelerde Arap dünyası astronomlarının bu konuda çok daha önce fikir beyan ettiği yazılıydı. Bir de Kepler’den yaklaşık 200 yıl önce yaşamış olan Fars menşeli Gıyaseddin Çemşid’in ismi geçiyordu. Dünyanın döndüğünü kimin bulduğunu sordum; daha çok Galile ve Kopernik isimleriyle karşılaştım. Oysa ondan çok daha önce Biruni ve Uluğ Bey diye doğulu bilginlerin adları geçiyor kaynaklarda. ‘İlk uçağı kim yapmıştır?’ diye sordum. ‘Wright kardeşler’ çıktı karşıma. Bizim kaynaklarımızda 9. yüzyılda yaşamış Endülüs’lü bir bilim adamı olan Ebu Firnas görünüyor uçağın mucidi olarak. Sonra ‘verem mikrobunu kim buldu?’ diye sordum. Robert Koch çıktı karşıma. Ama ondan 150 sene kadar önce yaşamış Abbas Vesim Efendi diye bir kişinin de kaynaklarımızda adı geçiyor. Eğer bu aramaları Türkçe olarak yaparsanız doğulu bilim adamlarına rastlıyorsunuz. İngilizce olarak yaptığınız takdirde neredeyse hiç çıkmıyor adımız sanımız. Bu örnekler pozitif bilimlerle ilgili. Bir de teorik bilimlerle ilgili olanlar var. Geçenlerde bir video oynatma sitesinde gezinirken batılı bir bilim adamının bir videosuna denk geldim. Kendisine ait bir teori olarak sunduğu görüşü aslında ondan yüzlerce yıl önce yaşamış olan İmam Maturidi’ye aitti. Ömer Faruk Recep maarifinsesi.com/tarih-egitimiyl...
Nasihatim, Vasiyetimdir..
"Güneş her gün daha mütekâmil bir Dünya'ya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat değil, devirli bir oluşumdur. Gün olur, en gerideki en öndekinden ileride olur. Aristarkus, Kopernik'e "zıpçıktı astrolog" diyen devrimci Martin Luter'den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadızade Mehmet'in çok ötesinde. Siz istihkâmlarınızı güçlendirin, zor zamanları fırsata çevirin. Benim yaşıma geldiğinizde, benim hiç olamadığım kadar hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olun. Aziz ülkemize gelince, ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye'yi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye'nin. Batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar. Mademki son temsilcileriyiz Gezegen'in iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek "gerçek", soğuyan Güneş'in Dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı" ~Alev ALATLI #alevalatlı
İSLAM BİLGİNLERİ OKULDA NEDEN ÖĞRETİLMEZ?
Bizim öğrenciler 1665 yılında Newton’un başına bir elma düşmesiyle yerçekimini bulduğunu sanır ama Hazini’nin 1118 yılında “her cismi yer kürenin merkezine doğru çeken bir güç vardır” ifadesini ve bu alanda yaptığı çalışmaları pek bilmez. Mizan-ül Hikme (Hikmet terazisi) adında geliştirdiği hassas bir terazi ile maddelerin özgül ağırlıklarını
Biz Bulduk, Batılılar Çaldı
01- Suyun kaldırma gücünü bulan: Arşimed değil; Hz. Nuh Aleyhisselâm’dır. (Binlerce sene önce) 02- Kan dolaşımını: William Harvey değil; İbni Nefs Rahmetullahi Aleyh bulmuştur. (300 sene önce) 03- Yerçekimi kanununu: İsac Newton değil; Biruni Rahmetullahi Aleyh bulmuştur. (1000 sene önce) 04- Atomun parçalanacağını: Albert Eınsteın değil;
Reklam
Okullarda tarihi 1919 yılında başlamış gibi anlatırsan, bu gerçek alimleri anlatamazsın gençlere.. Türkiyede doktorluk ve mühendisliği Atatürk'le başladı sanan milyonlarca cahilimiz var. BULUŞLARIN GERÇEK SAHİPLERİ : 1) Suyun kaldırma gücü: ARŞİMED değil HZ.NUH dur. (2 bin sene önce) 2) Kan dolaşımı: WİLLİAM HARVEY değil İBNİ NEFS
Kendini önemli mi sanıyorsun?
Bizi cennetten tanrı değil modern bilimimiz kovdu. Kopernik dünya merkezli evren modeli ile merkezde olmadığımızı kanıtladı. Tüm alemin bizler için yaratılmış olduğuna dair mit yara aldı. Darwin o abartılan çıplak maymunun atalarının bikaç milyon içinde diğer maymun türleriyle akraba olduğunu kanıtladı. İnsanın canlılık içindeki büyük tahtı, kocaman bir hayvanat bahçesindeki bir odaya döndü. Freud davranışların, arkasında doğanın bizlere kodladığı cinsellik ve saldırganlık güdüsünün etkin olduğunu; insanın bir parça tabiri caizse biyokimyasal libido parçası olduğunu gösterdi. Önce evrende sonra akrabaları içinde daha sonra da bizzat kendi kişiliğinde cenneti kuran sapiens cennetini zihnini kullanarak yıktı. Bugün milyarlarca galaksi içinde Samanyolunun bünyesinde, milyarlarca yıldızın içinde küçük bir yıldız olan Güneşin çevresinde dönen, yıldızının yanında bile bir toz zerreciği gibi kalan dünyanın yer kabuğu ile incecik bir atmosfer tabakası arasında yaşayan, hala barış içinde bile yaşamayı başaramamış bir türüz. Varlığın araçsallaştırdığı biyokimyasal bir makine, hayatta kalabilmek için beynini geliştirmek zorunda kalan maymunlarız. Sürekli olarak öldürüyor, yıkıyor, kırıyor, kirletiyor, acıtıyor, yok ediyoruz. Böyle devam ederse yaşayabileceğimiz tek yaşam alanını da yitirerek evrenin sonsuz karanlığına kaybolup gideceğiz.
...r

...r

@Yeki_skeptike
·
07 Ocak 02:07
Dünyaya her gelen insan yavrusu, cennetten kovulma travmasının tekrarıdır. Sonsuz ve sınırsız bir boyuta ait bir canlının, sonlu ve sınırlı bir boyuta sağlayamadığı uyumun çocuklarıyız.
"Gökyüzünün kendisi, hakikatin tanığıdır." 🌟 # Nikolas Kopernik
181 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.