Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
alıntıdır.. Selam Olsun 8 Mart’ı Yaratanlara! Karanlık günlerden geçiyoruz!
Reklam
kavuştuğu özgürlüğün ortasında birden şunu fark etmişti ki özgürlüğü ölümdü, tek başına kalmıştı, dünya onu korkunç bir şekilde kendi haline bırakmıştı; insanlar onu ilgilendirmemeye başlamış, hatta kendisi bile kendisini ilgilendirmez olmuştu; dış dünyayla ilintisizliğin ve yalnızlaşmanın giderek büyüyen havasızlığında yavaş yavaş boğulmaya başlamıştı. Çünkü artık ortada öyle bir durum vardı ki, yalnızlık ve bağımsızlık, istek ve amacı olma özelliğini yitirmiş, onun yazgısına ve mahkumiyetine dönüşmüştü
SAKIN ALLAH'I ZALİMLERİN YAPTIKLARINDAN HABERSİZ SANMA Bir Müslüman, Yahudi komşusundan borç alır. Fakat ödeme vakti geldiğinde borcunu inkâr eder, komşusunu yalancılıkla suçlar. Tartışma büyür. Birlikte Kadı’ya giderler. Borcu veren Yahudi, komşusuna güvendiği için senet almamış, şahit de tutmamıştır. Bu şartlar altında Kadı hükmedemez. Geriye
Zaman Gazetesi'nde yayımlanmayan son yazısı
Bozkırkurdu
Herkesin başına gelen onun da başına gelmiş, varlığının alabildiğine derinliklerindeki bir dürtüye uyarak olağanüstü bir diretkenlikle aradığı, peşinde koştuğu şeyi sonunda ele geçirmişti, ama insan için yararlı sayılacak ölçünün hayli üstünde gerçekleşmişti bu. Ele geçirdiği şey ilkin mutluluğunu oluşturmuşken, sonradan amansız yazgısına dönüşmüştü. Güç insanını güç yıkar, para insanını para; köle ruhlu insanı başkalarına kulluk etme, zevk insanını zevk çökertir. Bozkırkurdu'nu da bağımsızlığı yıkmıştı. Amacına ulaşarak günden güne daha bağımsız duruma gelmiş, emir alacağı, isteklerini göz önünde tutarak davranışlarını düzenleyeceği kimse kalmamıştı, ne yapıp ne yapmayacağını artık yalnızca kendisi özgürce belirliyordu; çünkü güçlü insan, gerçek bir içgüdünün ondan elde etmesini istediği şeyi hiç şaşmadan ele geçirir sonunda. Ne var ki, Harry kavuştuğu özgürlüğün ortasında ansızın şunu fark etmişti ki, özgürlüğü ölümdü; tek başına kalmış, dünya onu korkunç şekilde kendi haline bırakmıştı; insanlar onu ilgilendirmekten çıkmış, hatta kendisi bile kendisini ilgilendirmez olmuştu; dış dünyayla ilintisizliğin ve yalnızlaşmanın giderek büyüyen havasızlığında yavaş yavaş boğulmaya başlamıştı. Çünkü artık ortada öyle bir durum vardı ki, yalnızlık ve bağımsızlık, isteği ve amacı olma özelliğini yitirmiş, onun yazgısına ve mahkûmiyetine dönüşmüştü.
299 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
Akmar Pasajı'nın unutulmuş rafları arasında ilgimi çeken bir garip kitap. Beş kitaplık bir seri olan Beş Yapraklı Yonca'nın ikinci kitabı Ayna'yı da aldım ama okur muyum bilemiyorum. Dünya'nın en güzel masalını arayan bir grup insanın hikayesi bu kitap. Biraz masal ve biraz da karakterlerin ilişkileri ve düşünceleri ile iki farklı koldan ilerliyor. Karakterler derin değil, akılda kalıcı değil. Kitap koca bir tekerleme gibi, okuması yorucu, kelime oyunları yetmiyormuş gibi kelimeler ortasından kesiliyor ve farklı kelimeler yaratılıyor. Bu durum kitaba odaklanılmasını daha da zorlaştırıyor. Kendisi de bu yaptığının alışılması, uyum sağlaması zor olduğunu biliyor ve muziplik, okuru kıvrandırmayı seviyor. Yazarın farklı bir tarz denediği aşikar ama geliştirilmesi -güzelleştirilmesi- gereken bir yol bu. Enfes satırlar var kitapta ama kitabı güzelleştirmeye yetmiyor. Kitabın sayfa düzeni ise korkunç. Dar kenar ve satır boşlukları okumayı çok zorlaştırıyor. Sayfa sayısını düşürmek için bu yol seçildiğini düşünüyorum ama okura da yazık ya. Son olarak, bu kitap sayesinde Chinawoman ile tanışmış oldum. Zevkle dinleyeceğim.
Albina
AlbinaArkın Çalapala · Yanankaravan · 20121 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.