Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm
İlk büyük korkumu on iki yaşımdayken yaşamıştım. Bir süre sonra ölümle tanıştım. Ölüm çok başkaydı, yanıma annemi ve babamı kabul etmemişti. Küçüktüm. O zamana dek hiç düşünmemiştim. Sonra hayatımda pek çok şeyden korktum. Çok kez korktum. Sonra hayatı yaşamaktan korktum, o güzel hayatı muhafaza pahasına. Sonra bir baktım ki, her nüksünde telafisiz hasar bırakan kalp krizi gibi, cesaretle yaşamam gereken, ama sakındığım hayatımda hasarsız bir alan kalmamış. O çok değerli hayatımın umut vaadi kalmamış. Sonrasında ise o çok değerli hayatımla o çok korkunç ölümüm arasında tercih moduna girmeye başlamışım. Nietzsche'nin "bengi dönüş" ündeki, geçmiş yaşantımızı tüm ayrıntılarıyla ve acılarıyla aynen tekrardan aslında asla yaşamak istemeyeceğimizin kendi açımdan ne kadar doğru bir tespit olduığunu düşündüğümde, veya Schopenhauer'in "hiçliğin o keyifli dinginliğini bozan bir durum" olarak nitelendirdiği hayat, artık benim için de çok üzücü, naçar ve kendisine karşı yalnızca kırgınlık duyabileceğim, yok aslında artık kırgın bile değilim, bir durumda. Sonra baktım ki artık hayat nazarında güzel sayılabilecek hiçbir şey için takadım da yok. Hepsi, isteyenin olsun. Son durağa çok mesafe kalmadığını biliyorum. Bundan dolayıdır ki dünyanın en önemli şeyleri o kadar gereksiz ve boş gelmeye başladı ki, büyük bir yılgınlık duyuyorum. Ve artık hiçbir şeyden hiçbir kimseden veya hiçbir olacaktan ve ölümden korkmuyorum. Yıllar önce çok genç yaşta hayattan kırgın ayrılan bir arkadaşımın söylediği gibi, ölmüş eşeğin kurttan korkması için bir sebep kalmamıştır artık.
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dokundu
Adalet 29 yaşında travmalar ile yaşayan ve bir gün “ öleceğimi öğrenince çok şaşırdım” diyor ve hikayesini bize anlatmaya başlıyor. Gerçek ve zihin oyunları birbirine bir dolanıyor sizde o şüpheyle hikayenin içimde ilerliyorsunuz. Adalet hayat için elinden geleni yaptığını düşünüyor. Hayatta kalmanın ötesinde yaşamayı denedim diye
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,8bin okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Abbas Sayar'ın Yılkı Atı adlı kitabını sosyal medyadan duyup okumaya karar verdim. Bir solukta okudum. Harika bir romandi. Bir at ancak bu kadar muhteşem anlatılabilirdi. Yılkı atları yaslandiklari ve hizmetlerini tamamladıkları için doğaya terk edilen atlardir. Bu kitap bana göre insanların korkunç vefasızlığını, nankörlüğünü de anlatıyor. Kitap bunca yıl hizmet eden bir atın kış gelince artık yaşlandığı için doğaya terk edilmesini anlatiyor. Kısacık bir roman ama çok etkileyici. Vefasizligin romani da aynı zamanda. Vefasizlik, nankörlük ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.Gerçek hayatta da insanlar işi bittikten,menfaati sona erdikten sonra aynı şeyi insanlara yapıyorlar. Beni hüzünlendiren,derinden etkileyen bir kitap oldu.
Yılkı Atı
Yılkı AtıAbbas Sayar · Ötüken Neşriyat · 20216,2bin okunma
Bu el titremesi kadeh tutarken Bu yaşta nasıl koyuyor insana Orhan gibi vaktinde gitmek varken Değer mi oyalanmana Rakıdan tütünden beter alışık Olduğumuz korkunç güzel bir şey var Tutmuş bırakmaz bizi bir sıkımlık Canımız çıkana kadar
Sayfa 262Kitabı okudu
292 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Polisiye-gerilim konulu kitapları çok seviyorum bu kitabada bayıldım diyebilirim! Gerilim tam tadındaydı ve konusuda oldukça etkileyiciydi. Kitabın konusu çok güzel işlenmiş ve verdiği mesajlar çok net. Geleceği ve şu anı düşünmeden anlık zevklerle yapılan hatalar bir anda tüm yaşamını ve sevdiklerini korkunç derecede değiştiriyor. Sadece küçücük bir hata hem kendi hayatını hemde sevdiklerinin hayatı darmadağın ediyor.
Beni Seç
Beni SeçTess Gerritsen · Doğan Kitap · 2022596 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Güzel Sanatların bir Dalı Olarak Evlilik’ , Sollers ile Kristeva’nın 50 yıllık aşklarını onların derin tanımlarıyla işleyen konuşmalar şeklinde biçimlenmiş bir kitap. O kadar anlamlı ve sanat ile iç içe olan tanımlamalarından etkilenmemek elde değil. Her okuyuşumda farklı yerler yakalayabileceğim bir eser. •”Aşk, ötekini bir öteki olarak tam anlamıyla kabul etmek demektir.” s15 •“aşk büyü yapmaktan ibarettir. Beyaz büyü elbette; kara büyü olursa korkunç felaket.” s • “İşte aşkın mümkün bir tarifi : İnsan birbirini ancak çocuk olarak tanırsa sever.” s86 ve daha nice altı çizdiğini cümleler…
Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik
Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak EvlilikJulia Kristeva · Yapı Kredi Yayınları · 2018169 okunma
Reklam
Onlar ne sağcı, ne solcu, ne ülkücü, ne sanatçı, ne de.... Ne de. Yanlışlıkla bişey olmuşlar. Ayaklarının kokusunda bile bu şey var. Sıradanlık, ödleklik, kötülük mayasıyla doldurulmuş topluluklar. Onlar için komik bir duyguyu ifade etmek bile çok zor. Önlerinde ne varsa onunla savaşıyorlar. Seçmiyorlar, düşünmüyorlar, elemiyorlar, sevmiyorlar, görmüyorlar. Sadece yalan ve yavan olanı estetize ediyorlar. Temkinli hayaller kuruyorlar. Buna gerçekçilik ismini takmışlar. Ama rengi bozuk bir sürahi kadar gerçekler. Varlığı dışında hiç bir anlam taşımayan boş vitrin sürahileri... Ele geçirmek, kazanmak, ikinci bir ağızla övülmek derdindeler. Sanırım bu yüzden giydikleri her neyse hep onu giymek zorundalar. Yaptıkları iş her neyse bunu hep devam ettirmek durumundalar. Yoksa korkunç bir şey olur ve biri kalkıp onlara KİM OLDUKLARINI sorar.
Einstein People’s Book of Natural Science (Doğa Bilimi El Kitabı) adını taşıyan Bernstein'in kitabına hayran kalmışı.. aha ilk sayfasında tellerden geçen elektriğin ve uzaydan geçen ışığın korkunç hızını anlatan ve bilimi halka sunmayı amaçlayan bu kitap Einstein'ı çok etkiledi. Bir ışık dalgası üzerinde yolculuk edince dünya nasıl görünür, sorusu zihnini kurcalamaya başladı. Işık hızıyla yolculuk ha! Güneş ışığının güzellikleri arasında İtalya’nın kırlarında dolaşan bir gencin aklına gelebilecek ne güzel ve gizemli bir soru... Işık dalgası üzerinde yolculuk etseniz, hız kavramını kaybedeceğinizden ışık dalgası üzerinde olduğunuzu bilemezsiniz. Işık hızıyla giderken garip bir şey olur insana. Einstein bu tür sorunlar üzerinde kafa yordukça, bu sorunlar dünya için daha da önem kazandı. Işık hızıyla yolculuk halinde birçok çelişkili durum çıkardı ortaya. Bazı fikirler, düşünce süzgecinden yeterince incelenmeden geçirildiğinden gerçek gibi kabul edilmişti.
Ömrümde görmedim böyle bir gün. Yarım dilim ekmek önümde, düşünüyorum alevden ülkeleri. Boğazında kalsın yedikleri ve zehir zıkkım olsun, bu anda düşünmeyen varsa eğer! Sen benim, memleketimin şarkılarında bile varsın, sen o korkunç, sen o uykusuz geceler altında bir kerre olsun umudunu kaybetmeyen şehir! Ben de bilirim, umuttur bu,
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Ellerimde
Ellerimde
; umut dolu ve inanılmaz etkileyici bir kitap. Bu samimi ve zorlayıcı anı defteriyle, bir kahramanın büyümesine tanık oldum. İrene Gut, ülkesi Polonya’da Nazi istilası ve savaş başladığında 17 yaşında bir genç kızdı. Savaş ilerledikçe, iki ülkenin askerleri onu ailesinden, sevdiklerinden koparıp, evini, masumiyetini elinden aldılar. Ancak
Ellerimde
Ellerimdeİrene Gut Opdyke · Say Yayınları · 200921 okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.