İtiraf adam satmak değildir. Söylediklerinin ve yaptıklarının önemi yok, önemli olan neler duyduğundur. Eğer beni sana olan aşkımdan vazgeçirilerse, işte bu seni satmak olur.
Ömrüm boyunca cam bir tankın içindeki, saydam olsa da nüfuz edilemez, aşılamaz bir engelin gerisindeki bir akvaryum balığı gibi güvenle yaşadım. Karşı taraftaki pırıltılı dünyayı gözlemekte, canım isterse kendimi onun içinde düşlemekte özgürdüm. Sanırım cam duvarlara alıştım ve cam kırıldığı, tek başıma kaldığım takdirde suyla birlikte dışarıya fışkırıp kendimi hiç bilmediğim, engin bir boşlukta umutsuzca çırpınırken, soluk almak için deli gibi debelenirken bulmaktan ödüm kopuyor.
Yaşamında bir amaç bul ve ona göre yaşa derler. Ama bazen, ancak yaşayıp bitirdikten sonra yaşamının bir amacı olduğunu fark edersin, bu da genellikle hiç aklında olmayan bir amaçtır.
Bir parçam, her şeyin eskisi gibi sürüp gitmesinin, ne kadar uyumsuz bir ikili olduğumuzun farkında değilmiş gibi yapmanın daha iyi olacağını söylüyor. Böylesi daha az acı verici.