Kitap okuma grubumun Ağustos ayında Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi kitabını okuyup tartışacağız. Gruba katılmak için bana mesaj atabilirsiniz. 📚
“Türk edebiyatı okumaktan hoşlanıyorum ve akıcı bir kitapla birlikte kendimi kitaplardaki karakterlerin analizleri konusunda geliştirmek istiyorum” diyenlerden misiniz? O halde online kitap okuma grubumda Ağustos ayına Masumiyet Müzesi kitabını okuyarak giriş yapıyoruz.
Ayrıca bu aya özel olarak okuma grubumun İstanbul’da bulunan okurlarıyla birlikte Masumiyet Müzesi’ni de hep beraber ziyaret edeceğiz ve yüz yüze kitap muhabbeti yapacağız. 🥳
Bütün kitapların Telegram grubumuzdaki okurların oylarıyla belirlendiği bu grupta 3 yıldır her ay farklı türlerden kitaplar okuyup video konferans yolu ile tartışıyoruz. Bu yüzden Eylül ayında da bilim türü kapsamında Carl Sagan’ın Kozmos kitabını okuyup tartışacağız.
Bu kitapları benimle birlikte okuyup tartışmak ve kitap okuma grubuma katılmak isterseniz bana mesaj atabilirsiniz. 📚
Listeler diye bir başlık yok burada , ama internette bolca mevcut. Bu reddit kullanıcılarının listesi - Hayatta en az bir kere okunması gereken 35 kitap. En azından reddit kullanıcıların genel profili hakkında bir fikir veriyor insana.
1.
Kitaplar tohum gibidirler. Yüzyıllarca bir yerde uyuyakalmış durumdadırlar, sonra da birden beklenmedik ve umut vaat etmeyen topraklarda çiçek vermeye başlarlar.
"Çocuklara karşı fiziksel sevgi gösteren ve evlilik öncesi seks ilişkilerine karşı anlayışlı davranan bir toplumun fiziksel şiddete başvurma olasılığı oranı yüzde 2'dir. Bu ilişkinin rastlantılara bırakılması halinde olasılık oranı bire 125.000'dir."*
Sayfa 351 - *Nöro-psikolog James PrescottKitabı okudu
Biz, hepimiz, ne yapacakları önceden kestirilemeyen ve hoşnutsuzluklarından ötürü homurdanan tanrılara ilişkin hikayeler icat etmek suretiyle yaşam tehlikelerini göğüslemeye çabalayan insan kuşaklarının devamıyız. Uzun bir süre için insanoğlunun olup bitenleri anlama içgüdüsü, Homeros zamanının Yunanistan'ın da olduğu gibi, kolaya kaçan dinsel açıklamalar yüzünden köreltildi. O zamanki Yunan'da gök tanrısı vardı, yer tanrısı vardı, gök gürültüsü tanrısı, aşk tanrısı, savaş tanrısı, ateş tanrısı ve zaman tanrısı vardı. Evrenin ipleri görülmeyen ve inceleme konusu yapılamayan bir tanrının ya da tanrıların elinde olan bir kukla durumunda olduğu kavramı, insanları binlerce yıl baskısı altında tuttu ve bazılarımızın halende tutuyor. Derken 2500 yıl önce, İyonyada muhteşem bir uyanma başgösterdi. Birden her şeyin Atomlardan oluştuğuna inanan insanlar çıktı ortaya. İnsanlar ve hayvanların daha basit hayat şekillerinden geliştiğini, hastalıkların şeytan ya da tanrı işi olmadığına ve yeryüzünün güneş çevresinde dönen bir gezegen olduğuna inanan insanlardı bunlar. Ve yıldızların çok uzaklarda bulunduğunu söylemekteydiler.
Öyle garip kavramlarla yetiştirilmişiz ki, bizden birazcık değişik bir kişi ya da toplumla karşılaşınca, onların bize yabancılığı nedeniyle güvensizlik duyuyoruz ya da nefret ediyoruz. Oysa her bir uygarlığın anıtları ve kültürü, insan olmanın değişik biçimde anlatımından başka bir şey değildir.
Kitaplar tohum gibidir. Yüzyıllarca bir yerde uyuyakalmış durumdadırlar, sonra da birden beklenmedik ve umut vaat etmeyen topraklarda çiçek vermeye başlarlar.
Bilinende sınır vardır, bilinmeyende sınır yoktur. – T. H. Huxley
Gözlenebilir evrenin yarıçapı son tahminlere göre ortalama 90 milyar ışık yılıdır.
Evrenin yaşı ise 13,7 milyar ışık yılı olarak tahmin edilmektedir.
Peki 13,7 milyar yıl önce doğan evren nasıl 90 milyar ışık yılı yarıçapında olabilir? Bunun nedeninin evrenin genişlemesi ve