- Dua mı ediyordunuz?
- Evet, Allah'ım beni kır çiçeği kokulu bu mahcup adamlarla haşretmesi ve kötü kokulu mağrurlardan uzak tutması için dua ediyorum.
Bu şehrin bir kapısından girip öbür kapısından çıkıncaya kadar bütün bildiklerimi unuttum. Unuttuklarımı hatırladım. Var olan varlığım yok olmuş, yoktan var edilmiş idim.
Ben çoktan kapadım o defteri...
Lakin defter kapanmıyor... Mazi hiçbir vakit bizi büsbütün terk etmiyor. En umulmadık yerde birden karşımıza çıkıveriyor.
Karnı acıkan, sağukta üşüyen, geceleri kabuslar gören çocuklar... Göğsünde nişanlısının fotografını taşıyan gencecik kızlar... Bir daha göremeyecekleri eşleri ile vedalaşan kadınlar... Nesillerdir dallarından zeytin topladıkları bahçelerden, son kez geçip gelmiş ihtiyarlar... Sevdiklerinin hayatlarını, hayatları pahasına korumak adına sırtına yüklenip sonu belirsiz yolculuklara çıkmak zorunda kalan erkekler...
Benim umrumda olan onlar. Bir şekilde üzerlerine düşen ve içine düştükleri ateşin orta yerinden çıkıp gelebilmiş bu insanlar için iyi bir şeyler yapabilmek. Ya da en azından kötü bir şey yapmamak !