Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kapıda bize" Hoş geldiniz ", diyen küratör hologramı vardı ve bize serginin kitapçığını uzatıyordu. Bu, her ikimize de çok zorlama bir aksiyon gibi geldi. Yine de, sanki küratörün kendisi ile muhatap olmuşuz gibi, bozuntuya vermeden girdik içeri. Zeynep de ben de aslında dijital eserlere çok ısınamamıştık. Ama günümüzde birçok sergi ve müze dijital üzerine kuruluydu. "
Sayfa 25 - Fihrist KitapKitabı okudu
Çağdaş sanat teorisyenlerinin tesis ettiği dogmaların bazılarına hepimiz aşinayız: Sanatı meydana getiren şey eserler değil fikirlerdir; herkes sanatçıdır; sanatçının sanat addettiği her şey sanattır ve elbette küratör sanatçıdan üstündür. Böyle bir özen karşıtlığı sayesinde üşengeçlik, zıpçıktılık, zekâ eksikliği gibi kavramlar bu sahte sanatın birer değerine dönüştü ve her şey müzelerde sergilenebilir hale geldi. Hiçbir estetik değeri bulunmadan sanat diye sunulan nesneler bu dogmatizmin buyurduğu şekilde, bir otoritenin buyurduğu prensiplere tamamen boyun eğerek kabul edilmekte.
Reklam
Küratör Dogması
Birçok sergi broşüründe artık sanatçıların isimlerine yer verilmez; herkesten önce küratörün ismi yer alır ve projenin falanca isimli uzmanın gözetiminde hazırlandığı vurgulanır. Sanatçının isminin küratör için önem taşımamasının ardında hem eserlere zihinsel desteği kendisinin vermesi vardır hem de eserin her ne olursa olsun yaratandan bağımsız olması. Asıl önemli olan, yöneticinin kim olduğu, teoriyi kimin kurduğu ve eserin yapısını bu teorilerin meydana getirmesidir. Bu format, muazzam bir tuzaktır, sanatçıyı yok etmeye açılan bir kapıdır, sanatçının birey ve yaratıcı kişilik olarak varlığını silmeyi amaçlar. Zira sanatın yaratıcısı ve sanat artık yaratı gerektirmiyorsa, sanatçı da gereksiz demektir.
Sayfa 18 - TellektKitabı okudu
Bugün dalkavukluk eden yarın bir sergiye küratör olur.
Moda değişir, hırsızlar küratör olur.
Sayfa 276 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Fotoğrafçı, Akademisyen, Küratör bir Çinli ile röportaj
Çin ve Türkiye arasındaki ortak bir nokta, her iki kültürün de batı hegomanyası ve küreselleştirmesi ile zarar görmüş olması.
Sayfa 59 - Wang QingsongKitabı okudu
Reklam
Küratör sanatçının bağımlılığının, eserin küratör desteği olmaksızın ayakta duramayacağının farkındadır. Ve bunu sömürür.
Çağdaş sanat teorisyenlerinin tesis ettiği dogmaların bazılarına hepimiz aşinayız: Sanatı meydana getiren şey eserler değil fikirlerdir; herkes sanatçıdır; sanatçının sanat addettiği her şey sanattır ve elbette küratör sanatçıdan üstündür.
:D
Katerina'nın hudutsuz heyecanı Potemkin'in muazzam ölçülerde olduğu söylenen penisiyle alakalı olmalıydı. Katerina'nın ölümünden yıllar sonra Ermitaj Sarayı müzeye dönüştürüldüğünde küratör Katerina 'nin özel koleksiyonunda Potemkin'in penisinden kalıp edilmiş bir porselen olduğunu söyledi. Küratör bu nesneyi ipekli ahşap kutusundan çıkarıp Potemkin'in "görkemli silahına" hayran kalan konuklara gösterdi. Yazık ki bu nesne şu an müzenin envanterinde kayıtlı değil ve yıllardır onu kimse görmedi.
Sayfa 179 - İleri Yayınları
Sanatçı eseri için çalışmayı bırakıp küratör için çalışmaya başlar.
Reklam
Küratörün Gücünün Her şeye Yettiği Dogması
Çağdaş sanatta ise durum farklıdır. Küratörler gücü her şeye yeten kişilerdir ve eseri sahiplenirler, çünkü eseri kendi yazdıkları metinler meydana getirir. Anna Joelsdottir'in üstüne boya sıçratılmış sopalarını "resim anlatısının mantıksal temsille bağını koparmak için soyut bir diyalog kuran metaforik bir görüş" olarak var eden bu metinlerdir. Böylece nesne yere konmuş boyalı sopalar olmaktan çıkıp "sanatçının deneyimlediği kaosun temsili"ne dönüşür. Esere bu boyutu katan bir metindir; bu sahte sanatın yetenek, teknik ve icra gerektirmeyen eserleri böyle bir desteğe ihtiyaç duyarlar. Küratör sanatçının bağımlılığının, eserin küratör desteği olmaksızın ayakta duramayacağının farkındadır. Ve bunu sömürür. Eserlerin sahibi kendisidir.
Sanat yetkilileri (küratör- danışmanlar, müze müdürleri- yöneticileri), sanatın postmodern demokratik­leşmesinin tehlikeli avangarddan ve ilk {in situj sanat biçimlerinin dönüştürücü devrimci’ pratiğinden, paylaşılandaki {in socius) yaşam güçlerine doğru kopuşuna tanıklık ederek sudan ucuz bir fiyata toplumsal bir ‘yakınlık’ işlevi kazanmış olmaktan dolayı oldukça memnundurlar.
Bugün dalkavukluk eden, yarın bir sergiye küratör olur.
"...elbette bu satılmışlığın meyvesi boldur: Bugün dalkavukluk eden yarın bir sergiye küratör olur."
Sayfa 15 - Tellekt, 2.Baskı, Mart 2023Kitabı okudu
Kendisini istihdam etmiş olan kurumlardan sanatçıları için koparabileceği kadar özgürlük koparma cesaretini gösteren ve kendisini şarap seçen ukala bir uzman gibi atölye üretimlerinden iş beğenen birinden ziyade sanatın hizmetkarı olarak gören küratör, paradoksal bir biçimde, çağdaş sanatı seven pek çok kişinin “her yol küratöre çıkar, bebeğim!” sonucuna varmasına sebep oldu.
Sayfa 52
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.