Sabahattin Ali, duyguları okuyucuya derin etkiler yaratarak aktarabilen çok beğendiğim bir yazardır. Kürk Mantolu Madonna’da olduğu gibi bu kitapta da kalpte sızı bırakma hünerini göstermiştir.
O kadar güzel etkileyici bir kitap ki okurken adeta kendimden geçtim ve tekrar okuyabilirim usanmadan sıkılmadan size de tavsiye ederim..Ve herkesin kitaplığında bulunması gerektiğini düşünüyorum.."
Kürk Mantolu Madonna kitapdan o kadar cok bahsedıldı ve tutuldukı merakımdan okudum ıyıkıde okumusum ,
Okudugunuz zaman sızı baska hayatlara alıp götürecek bır roman ve asla pısman olmayacaksınız
Sabahattin Ali'nin ne denli büyük bir anlatıcı olduğu pek su götürmez bir gerçektir sanırım. Kürk Mantolu Madonna da içerdiği samimi anlatım ve başarılı olay örgüsüyle elbette yazarın önemli çalışmalarından biri. Çok hüzünlü ve aynı zamanda gerçekçi bir hikaye. Aşk bu kadar yalın ve güzel bir dille anlatilabilir. Hemen başından itibaren okuru içine alan ve sonuna kadar da bir parçası olarak tutmasını başaran ender kitaplardan biri.Kitabın sonunda duygulanmamanız mümkün değil.Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
"Bütün teesürlerimiz, kırgınlıklarımız, hiddetlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır.Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?"
Kitabın başlarında yaşlı adamın yani Raif Efendi'nin kim olduğunu bir türlü anlamamıştım. Ta ki Raif Efendi'nin defteri bulunup, hüzünlü aşk hikayesine gelene kadar. Raif Efendi'nin kendi içinde yaşayıp insanlarla fazla konuşmayan yapısı, insanı derinden etkiliyor. Maria' ya olan aşkı, gıpta edilesi bir aşk. Maria' nın Raif Efendi' ye olan sevgisini bir türlü kendine söyleyememesi çok üzücü. Hikayenin sonunda Raif Efendi'nin kendi kızını görüp Maria' nın öldüğünü öğrenmesi kitabın en etkileyici kısmıydı. Keşke Raif Efendi Maria' yı arasaydı, çaresiz bir şekilde köşesine çekilmeseydi. Kitaptaki en üzüldüğüm kısım Raif Efendi'nin öldüğü yerdi.
Sabahattin Ali'nin kalemini gereksiz ağır bulsam da tüm kitaplarına küçük küçük gözyaşları dökerken buluyorum kendimi...
Maria'nın çok mutlu öldüğünü düşünüyorum, çünkü o dünyada rastlamak istediği kişiye rastladı ve bu dünyaya ondan bir iz bıraktı bir kadın için en gurur veren şeylerden biri olduğuna eminim.
Raif efendi hakkında bu düşüncelerimi yazarken nankörlük mü etmiş olurum bilemem ama yeterince çabalamadı memleketine döndükten sonra Maria mektuplarına cevap vermediği için çok başka şeyler düşündü. Oysa Maria prag'a giderken de hastaydı, hemen vazgeçmek yerine hastalığının tekrar nüksettiğini düşünebilirdi ama o bunu tercih etmedi aklına gelmedi bile çünkü en basit ve kendine en yakın yolu seçti kaçmak gerçeklerden olaylardan kaçmak.
"Kürk Mantolu Madonna", bir ressamın, genç bir kadına duyduğu aşkı ve bu aşkın getirdiği iç çatışmaları konu alır. Roman, ressamın otobiyografik bir şekilde anlattığı birinci şahıs bakış açısından yazılmıştır. Ressam, yıllar sonra hatıralarını yazarken, genç bir kadına aşık olmasını ve bu aşkın trajik sonunu anlatır. Kitap, aşkın tutkusuyla dolu ancak sonuçları acı dolu bir hikayeyi okuyucuya sunar ... çok etkileyici bir sonu var, aşırı duygusal ...
Gözümün yaşı düşmeden yazmak istedim. Kürk mantolu Madonna tarzında ters köşe yapan bu eser bitirdiğinizde duvara son sürat çarpmış gibi vurulup ağlıyorsunuz. Ön yargı, tek taraflı görü, eksik mahkeme,… ve kaçınılmaz vicdan azabı. Şimdi sen düşün babasına benzeyen idealist öğretmen,
kalan hayatını nasıl yaşayacaksın?
Hor görülen, değirsizleştirilen, sevgisiz bir ailenin içinde görünmez olan bir adam, görünmez Raif Efendi... Masum bir sevgi nasıl yaşanır, duyguların ağır yüküyle nasıl hayata tertemiz tutunulur bize bunları öğretecek kadar yaşanmışlığa sahip, içinde ne denli derin yaralar barındırmış, yaraları kabuk bağlamamış Raif Efendi. Sadece kendi içinde
“Herşeyi unutmuştu. İçinde sadece tükenmez bir bekleyiş vardı.”
“Hiç geçmeyen hiç unutulmayan şeylerde var beyefendi!
Ölünceye kadar insanın aırtından atamayacağı şeylerde var.”
Sanırım bu kitapı okumamda ki motivasyonum gerçek bir hikaye olması. Öyle ki bir kaç günde bitirdim diyebilirim. Çoğu kişi Sabahattin Ali’nin meşhur eseri Kürk Mantolu Madonna ile tanımış olsa da bu esere kesinlikle şans vermeli.
Kısaca konusundan bahsediyim;
Annesi ve babasının eşkıyalar tarafından öldürülmesinin ardından Yusuf, Kaymakam Salahattin Bey tarafından evlatlık olarak alınıyor. Kaymakam Salahattin Bey’in karısı Şahinde bu “dağlı” yetimi evinde istemese de, Salahattin Bey ve kızları Muazzez kısa sürede Yusuf’u evin bir parçası olarak görmeye başlar. Sessiz, sakin ve içine kapalı bir çocuk olan Yusuf, haksızlığa ve ahlaksızlığa tahammül edemeyen biridir. Yaşadığı Edremit’in gençlerinden Şakir’in Muazzeze sarkıntılık ettiği için kavga ederler ve bu durumu Şakir hiç unutulmaz.
Fakat Yusuf bu gencin ilerleyen sayfalarda yanında çalışan Kübra’a tecavüz ettiğini öğrenip olaylar biraz daha karışır. Bu arada Yusufdan intikam almaya çalışan Şakir de Muazzez’in babasını kumar borcuna sokup,borcun karşılığında kızını ister. Burdan sonra olaylar biraz daha karışıyor ve kitabı elinizden bırakmanız imkansız hale geliyor
Sabahattin Ali her zamanki gibi betimlemeleri harika ama bu kitapda hikayenin gerçekliğini de ön plana koyarak okunduğunda kendinizi tamamen hikayenin akışında buluyorsunuz.
Benim çokça sevdiğim bir eser oldu umarım sizde aynı keyifle okursunuz
Keyifli Okumalar
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,7bin okunma
Popülaritesinin çok yüksek olmasından dolayı beklentim fazlasıyla düşüktü. Kitap beni şaşırtmayı ve bana çok güzel bir duygu yoğunluğu yaşatmayı başardı. Şimdi lisede ve ortaokulda edebiyat öğretmenlerinin neden ısrarla bu kitabı önerdiğini çok iyi anlıyorum.
Çok güzel bir kitap ağlamamak elde değil bilmem ne kadar okursan okuyum sıkılmam gidin okuyun pişman olmazsınız kitap okumayı sevmeyen babam bile beğendi ldkcldlkcldldkcld
İnanılmaz sürükleyici, ama sonunda yıkıldım üzüldüm. Ders alınacak çok şey var düşünene..
Velhasıl kimse umutsuz olmamalı, bu kadar karamsarlık hayatımızı alt üst eder.
İçimizdeki Şeytan
