Uzun zaman önce, ona sırılsıklam aşıkken ve - tam bir aptal gibi- onu hayatımda tutabilmek için kendisinden iyilik üstüne iyilik istediğim zamanlarda Pazarlıkçı'nın kurtarıcım olduğunu düşünüyordum.
Ne söylersem söyleyeyim, beni gerçekle ya da yalanla suçluyorlar ve çoğu zaman, beni şimdi gerçekle mi suçluyorlar yalanla mı,tam bilmiyorlar, tıpkı benim de onları yalanla mı yoksa gerçekle mi suçladığımı tam bilmediğim gibi, çünkü ben de bir suçlama hastalığı haline gelmiş olan kendi suçlama mekanizmamda gerçekle yalanı ayırt edemiyorum artık,
Bizler birlik içerisinde düz bir yolda yürüyoruz. Mutantlar (insanlar) pek çok değişik inançlara sahiptirler; onlar, "senin yolun benimkinden değişik" derler, "senin Kurtarıcın benim Kurtarıcım değildir, senin daiman benim daimamdan farklıdır" derler. Oysa gerçek şudur ki, tüm yaşam tek bir yaşamdır. İlerleme yolunda sadece tek bir oyun vardır. Sadece tek bir ırk, değişik gölgeler vardır. Mutantlar, tanrının adı, tanrının evi, tanrının günü ve tanrının ayini yüzünden tartışırlar. O yeryüzüne inmiş midir ki? Ona ait öykülerden nasıl bir anlam çıkarılabilir? Gerçek gerçektir. Sen birinin canını acıtırsan, kendi canını acıtırsın. Birine yardım edersen, kendine yardım edersin. Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir. Mutantlar bunun sadece bir insan ömrü boyunca geçerli olduğunu, bireysellik ve ayrımcılık anlamında düşünürler. Gerçek insanlar bunun sonsuzluğa dek süreceğini bilirler. Atalarımız, doğmamış torunlarımız, her yerdeki tüm yaşam, bunların tümü "birdir".