Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-"Yağmur yağarken insanın kalbi acı çeker," dedi Zorba. "Kusura bakma ama, patron." Bir çitin dibine eğildi, ilk yabani zambakları kopardı. İlk kez zambak görüyormuş gibi, uzun uzun doymak bilmeyen bir gözle onlara baktı, gözlerini yumarak kokladı; içini çekti, sonra bana verdi: -"Patron," dedi, "taşların, çiçeklerin, yağmurun söylediklerini bir bilseydik! Belki bağırıyorlar-dır, bağırıyorlar-dır bize de işitmiyoruzdur. Nah işte, tıpkı bağırdığımız halde, onların da bizi duymadığı gibi. Dünyanın kulakları ne zaman açılacak patron? Ne zaman gözlerimiz açılacak da göreceğiz? Taşlar, çiçekler, yağmur ve insanlar, kucaklarımız ne zaman açılıp birbirimize sarılacağız? Sen ne dersin, patron? Bu konuda, kitaplar ne söylüyor?" Zorba'nın sevdiği deyimi kullanarak karşılık verdim: -"Elinin körünü söylüyor, elinin körünü! Bunu söylüyorlar işte, başka bir şey değil..." Zorba kolumdan tuttu, -"Aklıma bir şey geldi," dedi. "Bunu sana söyliyeceğim, ama kızmayacaksın: Bütün kitaplarını bir yere yığ ve yak. O zaman... anlama olanağını bulursun belki..."
Can Yayınları MinikitapKitabı okudu
her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Reklam
Yılmaz Erdoğan
Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın
Cinayet
Genelev Çiçekçisi Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu. Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak, kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk. Katil onu öldürdükten sonra kapıyı çekip çıkmış olmalıydı. Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
Genelev ÇiçekçisiKitabı okudu
Çocuğunu okula göndermemenin cezası sadece para ödemekken, askerlik hizmetini yerine getirmemenin karşılığı hapisti. Ne demek İstendiğini anlayabiliyorduk. Kulaklarımız duyuyordu. Kanun satırlarına gizlenmiş o muhteşem mesajı almıştık. Buna, kanun yoluyla teşvik deniyordu. Eğitimini tamamlamamak büyütülecek bir şey değildi. Ama askere gelmemek korkunçtu! Cehalet öldürmezdi ama asker kaçaklığı sürün dururdu. Bunu kanunlar söylüyordu. Okulu siktir et ama askerliğini mutlaka yap, diyorlardı. Benim açımdan cahil kalmanda sorun yok, yeter ki asker ol. Çünkü kusura bakma ama, cehaletin umurumda bile değil! Peki, demiştik biz de. Sen nasıl istersen!… Devletin gösterdiği yoldan gitmek büyük keyifti! Belki dışımız değil, ama içimiz çok rahattı.
Reklam
Kusura bakma ama içinde aşk olmayan bir kitap limon sıkılmamış sebze çorbasına benzer.
Sayfa 209Kitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.