Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Kün-Kuz-Kuzay
"... -sız olumsuzlama eki esiz 'ne yazık ki', isiz 'kötü, fena' sözlerine dayanmaktadır. Klasik metinlerimizde daha çok -suz şeklinde geçer." "Sagayca (Radloff: 1805) kuzey, kün ükküs < (öküss) yani, harfi harfine 'güneşin öksüz yanı'dır." Çağataycanın ortak Türkçe mahiyetine bürünmüş olduğunu biliriz. Çağatayca şemsiyesi altında ve hatta evvelinde uzun yüzyıllar boyu kuzey sözcüğü ve yakın-uzak varyantları önü değil arkayı betimlemiş. Sebebi sanırım Sibirya. Aşağıda, Romanyalı Macar türkolog Denis Sınor'un (Dénes Zsinór) makalesinden küçük bir parça var meseleye dair: Meseleyi sonuçlandırmaktan gerçekten çok uzakken, çok az sayıda, eğreti sonuç çıkarılabilir. İncelememiz 'kuzey' için ortak bir Altayca sözcüğün olmadığını, hatta Türk dillerinin ilişkili dizgeleri içinde çok şaşırtıcı bir çeşitlilik taşıdığını çok açık bir şekilde gösterdi. Çeşitli Altay dillerinin sabit karışımı ve geçişiminde bir gruptan diğerine bazı ödünçlemeler bulunması beklenebilir, fakat bunlar çok nadirdir ve çoğunlukla da Rassadin 1988: 64-65 tarafından gösterilen komşu diller arasında ortaya çıkar. Diğer taraftan, kullanılan terimlerin semantik çözülmesini sağlayan kavramlar çoğunlukla her yerde bulunur ve Fin-Ugor grubunda da vardır. Bize, ana yön 'kuzey'in bizim yön sistemimizde oynadığı -pusulanın icadından kaynaklanan- kesin role alışkın olanlara göre kuzeyin, bu kuzeyli halkların geleneksel sistemlerinde oynadığı küçük rol biraz garip gelebilir.
Reklam
Kuzey Irak'ta ABD askerlerince Türk askerlerinin başlarına çuval geçirildiği utanç verici günden sadece 8 gün sonra, 12 Temmuz 2003 Saat 22.30'da Kosova Prizren'de, Kosova Barış Gücünde görevli Türk Yüzbaşı çarşıda dolaşırken, İnzibat olarak görevli Alman askerleri tanıdıkları halde Türk Yüzbaşıyı durdururlar. Kimliğini görmelerine rağmen itekleyip küfür ederek silahını teslim etmesini isterler. Yüzbaşı reddeder ve Türk askeri silahını vermez ve Alman askerine tokat atar.. 4 Alman askeri ellerindeki coplarla Yüzbaşıya saldırınca çevredeki Kosovalılar Türk Yüzbaşı'yı savunup Alman askerlerini Prizren sokaklarında kovalarlar. 4 Alman, sonunda kiliseye sığınmak zorunda kalır. Kosovalılar meydanı Türkiye sloganlarıyla inletirler... Aradan 14 yıl geçer... *** 10 Mayıs 2017 Saat:19.15 İncirlik ABD üssü.. Türk-Amerikan işbirligi adına ABD'li Albay Kevin Leahy , DAEŞ le başarılı mücadelesinden dolayı madalya ve plaket vermek üzere düzenlenen resmi törende, Türk Ordusu adına Albay Orkun Özeller'i kürsüye çağırır. Kürsüye çıkan Başbuğ Atatürk'ün askeri Orkun Özeller, "Bize ödülü vermek isteyen sizler terörist YPG ile işbirliği içinde olanlarsınız. Bu ödülü kabul etmek onursuzluktur! Bu onursuzluğu ve ödülü reddediyorum!" diyerek kürsüden iner ve töreni terkeder. Alıntı: twitter.com/ilk_57/status/1...
Eadweard Muybridge/ Dörtnala koşan atlar 1872 (art arda çekilmiş fotoğraf dizisi ...tablolarda ve baskı resimlerde atlar genellikle dört bacağı gergin bir şekilde havada asılı durur gibi görünüyordu. Yaklaşık elli yıl sonra fotoğraf makineleri koşan atların yüksek enstantane hızında çekimlerini yapacak düzeye ulaştıklarında, ortaya çıkan görüntüler hem ressamların hem de izleyicilerin o güne değin yanıldıklarını kanıtladı. Hiçbir at, bize "doğal" görünen şekilde koşmaz. Her bacak, yerden kesildiği anda, yere bir sonraki vuruşa hazırlanmak için hareket etmeye devam eder. Bir an düşünürsek, bunun başka türlü olmayacağını anlarız. Yine de ressamlar bu yeni bulguya dayanarak atları gerçekte hareket ettiği gibi çizmeye başladıklarında herkes bu tabloları yanlış olduğu gerekçesiyle eleştirdi. Hepimiz alışıla gelmiş biçimleri ya da renkleri tek doğrular olarak kabul etmeye eğilimliyizdir. Sy. 28
E. H. Gombrich
E. H. Gombrich
Sanatın Öyküsü
Sanatın Öyküsü
Yaşlı adam
1500 yıl kadar önce Kuzey Amerikanın henüz yeşeren tarlalarında bir çocuk vardır güneşe yalın ayak yürüyen.Tarlanın birini geçer ve bir başka tarlaya varır.Derken çorak bir araziye çıkar yolu.Yürür, tebessümle güneşe.Düzlüğü aşar ve bir kanyona denk gelir ve aşar güneşe ulaşma arzusuyla.Bir tepeyi daha aşarken tarlanın birine dalar sık ve uzun saplı bitkiler vardır bu tarlada.Tarlayı aşar ve kafasını kaldırdığında sonsuz bir düzlük görür.Arkasına bakar sağına ve soluna bakar.Başını eğer yere ve bir karıncanın yuvasına taşıdığı belirsiz çalıyı görür.Başını kaldırır ve ötesinde bir karahinba görür.Sıcak ve çorak olan bu arazide var olan bu karahindiba dikkatini çeker bu gencin.Yaklaşır ve dokunur ürkekçe.Konuşmak ister.Ve konuşur heyecanla.İlk kelimesi ağzından çıkarken gencin çırılçıplak kalır karahindiba.Genç titrer ve gözyaşını bırakır bu çiçeğe.Devam eder yoluna.Sarı tepeleri, kayalıkları aşar...
_Manyetizma, X, Alfa-Beta-Gama, Çakra
_Frekans - Titreşim, bir eylemin saniyedeki tekrarlanma sıklığı. Tesla’ya göre evren, kocaman bir titreşimdir. Einstein’e göre her şeyin özü enerjidir; her şey titreşen atomlardan oluşmuştur ve madde diye bilinen şey bile titreşen enerjidir. _İnsan zihni, elektrokimyasal enerjiyle çalışır ve farklı dalga boylarında frekanslar yayar ve bu manyetik
Reklam
230 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.