Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oysa sen bir papatyasın gözyaşlarından anlaşılır bu sevdanın akıbeti seviyorsun, sevmiyorsun, hiç sevmiyorsun. üzerimde sanki senin kokun boğazıma takılmış yüreğim; bir yıldız mezarlığı. kederini yüreğime söndürüşün , bense bir balıkçıyım oltamın ucunda gülüşün..
Sevgilim, uyan: Sırf herkes kazanmak istiyor diye, inadına yenilmeli...
Reklam
3.25 miyoplu :p
Tek özel mülkiyetim yalnızlığımdır. repertuarıma gıcır gıcır acılar eklerim, gıcırdayan hasretler. her yerde misafirimdir, ayakkabılarım tozlu birazdan kalkıp gidecekmişim gibi iştahla bakarım dünyaya aceleci, meraklı ve iki derece miyoplu.
“soyu tükenmiş bir romantiğim taburcu olacağım günü bekliyorum” adnan özer
Hayat, sağ kroşesi kuvvetli bir azman. Kardeşlerim; sol yumruğundan başka çaresi olmayan birer köleyiz her birimiz, çolağız ve gözlerimiz bağlı....
Göğün ortasında bir uçurtma lacivert, Uçurtmanın ucunda kumral bir çocuk daha yenilmemiş hayata, kalbinde bir yusufçuk....
Reklam
Hani birisini ararsınız da ulaşamazsınız. Size göre çok önemli biridir, itibarlıdır veya makam sahibi yahut ciddi serveti olan biridir. Ve siz ona ulaşmayı çok önemsersiniz, bir ulaşabilseniz işiniz görülecek, itibarınız artacak, keyfiniz yerine gelecektir. Sırf onu tanıyorsunuz diye bir çok kimse size de itibar eder, yaranmaya çalışır. Fakat bu
İstanbul sokakları itilaf devletlerinin süngülü askerleriyle dolmuștu. Boğaziçi, toplarını sağa sola çeviren düşman zırhlılarıyla, lacivert sularını göstermiyecek kadar örtülüydü. Herkes ancak pek zaruri ihtiyaçları için evlerinden çıkabiliyor, sokaklarda hatır ve hayale gelmeyen hakaretlere uğramamak için caddelerin duvar diplerinden büzülerek eğilerek ve korkarak yürüyebiliyorlardı. Bütün ihtiyatlara rağmen yine bin türlü feci tecavüz sahneleri eksik değildi. Koskoca İstanbul ve koskoca İstanbul'un yüzbinlerce halkı sesleri kısılmış bir halde idi. İstanbul ufuklarinda yükselen șeyler, yalnız düşman sesleri, düşman hakaretleri, düşman bayrak ve süngüleriydi. Șayanı hayrettir. Artık adi bir mendil gibi ayak altnda çiğnenen bu muhitte hâlâ bir saltanat, bir hükümet, bir varlık farzedenler vardı.
Sayfa 102
Tavuklar çiçek açmış... Ellerinde poğaça... Madem yüzme bilmiyordun... Niye çıktın ağaca... Alakaya maydanoz... Bu ne biçim lacivert... Ben seni çok özledim... Yaşasın cumhuriyet...
Reklam
Ve şiir O ince hilaldir lacivert yalnızlıklarda
Sayfa 144Kitabı okudu
Elimin he­men altında bu sarı, lacivert ve kahverengi kapaklı tatlı ve muhteşem kitaplardan oluşan bir yığın yatıyordu. Sevincim öyle büyüktü, aldığım keyif o kadar derindi ki okumaya başlamakta tereddüt ediyor ve kitapları şefkatle evirip çe­virmekle yetiniyordum. Yüzüme bir gülümsemenin yayıldı­ğını hissediyordum, epey aptal bir gülümseme olsa gerekti, ama yazı karakterlerine, vinyetlere, resimlerin tavizsiz ve muhteşem basitliğine hayran hayran bakarken gülümseme­me hakim olamıyordum. Tüm bunlarda ne kadar çok akıl ve güzellik hissi vardı! Sadece şu harfi meydana getirmek için bile kaç insanın çalışması, araması, ne kadar çok ye­ tenek ve zevkin işe katılması gerekmişti, öyle sade ve zarif, öyle zeka dolu, birbirine geçen çizgicikleriyle öyle ahenkli, ifade gücü öyle yüksekti ki.
480 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Beren, uzun zamandır abisinin psikolojik ve fiziksel şiddetine maruz kalmaktadır. Abisinin yaptıklarına ses çıkarmayan ailesine ve abisinin baskılarına daha fazla katlanamıyordur. Başarılı bir tıp öğrencisi olan Beren, İstanbul’da bir üniversiteye geçiş yaparak, yeni bir hayata başlamaya karar vermiştir. Bunun içinde evden kaçmış, kaçarken de
Lacivert
LacivertT. Y. Mazer · Artemis Yayınları · 20202,257 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.